Dün sabah, bir yol üstü pastanesinde çay içerken, pastanelere özgü o güzel koku kokteylinin de etkisiyle kendimi hayli keyifli hissedip, ikinci çayın yanına bir büyük ekler isteme hovardalığında bulundum. Ne hovardalık ama! Ancak daha ilk lokmada eklerin bayat olduğunu fark etmemle birlikte keyfim, ağzımın tadını da yanına alıp uzaklara kaçtı. Çaya yüklenerek silmeye çalıştım bu haksızlığın izlerini.
Sonra aldı beni bir düşünce, bir iç hesaplaşma. İç hesaplaşma dediysem, evet hesaplaşma içimde cereyan ediyor ama benimle benim aramda değil, benimle gamsız pastaneci arasında. Pastaneci diyorum çünkü pastacı desem pastaları o mu yapıyor bilmiyorum (sanmıyorum). Garson desem, garsonu yok, bir tek o var, yaşlıca o bildik aksi, eski usül pastaneci.
Neyse efendim başladık biz kel başımın içinde tartışmaya. Ben diyorum bu ekler bayat, o diyor olamaz. Ye diyorum, eğer taze dersen iki katını ödeyeceğim. Yiyiyor, taze diyor... Bir başka versiyonda hesabı ödedikten sonra bir gurme edasıyla usulca eğilip ekler bayat hocam satma onu diyorum, utanıp özür diliyor, (bu kez taze) bir şeyler ikram etmek için ısrarcı oluyor falan filan.
Derken, tam bu esnada, pastanedeki diğer müşteri (sadece ikimiz varız) ikinci çayının yanına bir büyük ekler sipariş etmez mi. Haydi bakalım aldı beni bir iç tartışma daha. Adama türlü tarzda eklerin bayat olduğunu söyledim. Ancak bir şey beni durdurdu ve bu tarzlardan hiçbirini hayata geçirmedim. Aslında bayat olduğundan emin olduğum eklerle karşılaşınca bir başkasının tepkisinin ne olacağını merak ettim. Belki de birlikten kuvvet doğacak, her şey (?) buradan başlayacaktı.
Diğer sabah keyifçisinin ekleri geldi. Çatal bıçak eklere girişti. İlk, derken ikinci lokma ve diğerleri. Tık yok! Ağzını doldura doldura keyifle yedi (bayat olduğundan artık pek emin olmadığım) büyük ekleri...
Anladım ki, aslında ekler bayat değildi. Sadece farklıydı. Belki artık ekler buydu. Benim hatırladığımsa, çok eskilerden damağımda kalan, çocukluk anılarımla birlikte aynı kapta yıllanmış bir lezzetti. Masamda hesapla birlikte, ucundan bir lokma alınmış ekleri bırakıp, çıktım.