Ekonomik Sorunlar ve Faiz Sistemi

Günümüzün en büyük problemlerinden biri ekonomik sorunlardır. Dünya genelindeki insanların önemli bir bölümü, açlık sınırında yaşamakta ve birçok ülke, dış yardım olmadan varlığını sürdürememektedir. Ancak, yardımların yeterli olabilmesi için ülkelerin, bu yardımların geri ödemeleri konusunda ciddi problemlerle karşılaşmamaları gerekir. Bunun temel nedeni, küresel ekonomik sistemin faiz sistemine dayalı olmasıdır. Faiz, insanları çalışarak değil, para yatırarak zenginleşmeye yönlendirir ve bu da toplumların ekonomik denetimsizliğe, gelir dengesizliğine ve refah kaybına yol açar. Allahın Kuran'da yasakladığı faiz, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde büyük zararlara neden olmaktadır.

yazı resimYZ

Günümüzün en büyük problemlerinden biri ekonomik sorunlardır. Dünya genelindeki insanların önemli bir bölümü, açlık sınırında yaşamakta ve birçok ülke, dış yardım olmadan varlığını sürdürememektedir. Ancak, yardımların yeterli olabilmesi için ülkelerin, bu yardımların geri ödemeleri konusunda ciddi problemlerle karşılaşmamaları gerekir. Bunun temel nedeni, küresel ekonomik sistemin faiz sistemine dayalı olmasıdır. Faiz, insanları çalışarak değil, para yatırarak zenginleşmeye yönlendirir ve bu da toplumların ekonomik denetimsizliğe, gelir dengesizliğine ve refah kaybına yol açar. Allahın Kuran'da yasakladığı faiz, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde büyük zararlara neden olmaktadır. Kuran-ı Kerim, faiz sisteminin toplumların refahını bozduğunu açıkça bildirmiştir. Bakara Suresinin 276. ayetinde şöyle buyrulmaktadır:
Allah faizi yok eder, sadakaları ise arttırır. Allah günahkar kafirlerin hiçbirini sevmez. (Bakara, 276). Bu ayet, faizin insanları ve toplumları sadece maddi olarak değil, manevi olarak da olumsuz etkilediğini ortaya koymaktadır. Faizle kazanılan para, aslında toplumda adaletsizliği artırır. Faizli ekonomilerde servet daha çok zenginlerin elinde toplanırken, yoksullar daha da yoksullaşır. Faiz, bankaların ve finans kuruluşlarının uyguladığı bir sistem olup, bireyleri ve toplumları üretimden uzaklaştırarak, paralarını sadece yatırmakla yetinmeye zorlar. Faizle kazanılan paraların bankada yığılarak büyümesi, üretim ve yatırımların önünü tıkayarak ekonomik krizlere zemin hazırlar. Bu durum, uzun vadede hayat pahalılığı ve enflasyon gibi sorunları da beraberinde getirir. Ekonomik anlamda biriktirilmiş ancak kullanılmayan para, hem bireyler hem de toplum için fayda sağlamaz. Bankaların faizli işlemleri, toplumda adaletsiz bir zenginleşme modelini besler. İnsanlar, paralarını bankaya yatırarak faiz kazancı sağlamayı düşünür, ancak bankalar bu parayı başka insanlara borç verir ve fazlasıyla geri alır. Çiftçilere kredi verildiğinde, örneğin 10 bin lira borç alan çiftçiye, bankalar 12 bin lira talep eder. Burada, banka aslında çiftçinin emeğinden kazanç sağlamaktadır. Faiz sisteminin insanları sömürmesine ve emeği hiçe saymasına karşılık, bankalar hiçbir emek harcamadan büyük kazançlar elde ederler. Bu durum, toplumda ciddi bir gelir uçurumu oluşturur. İslamda faize karşı duyulan tepki, sadece dini bir yasak olmanın ötesindedir. Faiz, insanları çalışma ve üretme yerine kolayca kazanç sağlama fikrine iter. Oysa ki Kuran, helal kazancın peşinden gitmeyi, dürüstçe ve emek vererek kazanmayı öğütler. Bu noktada, işgücüyle kazanmanın gerekliliği vurgulanır. Bazı kesimler, faizsiz bankacılıkla ilgili çeşitli yaklaşımlar geliştirmiştir. Ancak katılım bankacılığı gibi uygulamalar, çoğu zaman faiz sisteminin bir çeşidi olarak işlev görmekte ve sadece ismen faizden kaçılmaktadır. Geleneksel bankacılıkta olduğu gibi, faizsiz bankacılıkta da banka, parayı kullanarak bir kazanç sağlar ve genellikle toplumsal eşitsizlikleri pekiştiren sistemleri devam ettirir. Bunun yanında, katılım bankacılığı gibi uygulamalar, aslında finansal faizin gizlendiği başka bir biçim olabilir. Kurandaki hükümler, sadece teorik değil, pratikte de adaletli ve helal kazancı teşvik etmektedir. İslamda ticaretin helal olabilmesi için, kar-zarar ortaklığı esasına dayanan ve faiz içermeyen bir sistem önerilmektedir. Kuran, insanlara hem bireysel hem de toplumsal düzeyde refah ve bolluk için faizden uzak durmayı öğütler. Faizli ekonomik sistemlerin, toplumda eşitsizlik ve adaletsizlik oluşturacağı açıktır. Allah, faiz sistemini yasaklayarak insanlara, çalışarak ve üretimle kazanç sağlama yolunu göstermiştir. Her bir birey, kendisi ve toplum için helal kazanç sağlama yoluna yöneldiğinde, toplumda bereketin artacağı ve sosyal adaletin sağlanacağı muhakkaktır. Ekonomik sistemlerdeki adaletsizlikleri ortadan kaldırmak ve Allahın buyruklarına uygun bir ekonomik model oluşturmak, ancak faizsiz bir ekonomiyle mümkün olacaktır.

Başa Dön