Konuyu altı yedi bölüm aşağıda bitirirken şunu da vurgulayayım. Her bir yaratılış hikâyeciliği, anlatıcıların hikâye öncesindeki yaşantısına göre artırılmış bir gerçekliği ifade ederler.
Kişi yaşamını temel aldığımızda, kolektif yaşam artırılmış bir hikâye gerçekçiliğini anlatmanın konusu olacaktı. İlk kolektif yaşam tipleri doğada ortak sağlama yaptıkları bir totem alanlardı.
Ortaya çıkan kolektif kuvvet nedenle bu durumda kutsanan kolektif ilişkiler, ilkin totem kutsaması olarak öne çıkar. Totem kutsaması kişi yaşamına göre kolektif kuvvetin doğada yaptığı grup sağlamalarını temel alan bir kutsamadır.
Böylece kolektif kuvvet nedeniyle ilk düzenli kolektif serüvenler, ilk artırılmış gerçeklerdi. Ancak bu yeni durum kişi yaşamına göre çok büyük bir farksa da izole grubu dışa açamaz. Grubu yalıtım merkezi içinde tutan bir kutsamanın hikâye anlatısıdır.
Ana yaradılışlı hikâye anlatıcılığı, hem grubu dışa açacaktı. Hem de grubu diğer gruplardan ayıracak bir totem meslekli, totem söylemi kutsayıcı üreten ilişkinin Enuma Eliş tarzı yaratılış anlatımlarıydı.
Yazı dizilerim tematik bir geliştirme ekseni içinde kolektif bileşimi veren birçok bileşenlerin kolektif bağ yapıcı yansıma farklarını tekrar eder. Zaten tüm sistemler başlangıç koşullarına geri bağlanımdırlar.
Tekil yaşamı içindeki kişinin; açlık gibi, savunma yapma gibi temel düzlem eylemleri vardı. Böylesi yaşam içindeki kişinin örneğin kuş tutup yemeyi hayal etmesi, veya olası bir tehdide karşı aslan gibi kuvvetli olmayı düşünen tekrarlı düşünce yansımaları kaçınılmazdı.
Kişinin kendi yaşamı içindeki deneylerinden hareketle kişi zihni içinde bu anıları tekrarlayan zihinde canlandırma hayalciliği ile kişinin çeşitli kurgu ve groteski hayalleri vardı.
Hayaller sıralı sırasız beliren motifli düşüncelerdi. İhtiyaçlar temelli olmakla motifli hayali düşünceler, akıl dünyası içinde belirirler. Kişi bu içsel motifli hayalini; kuş tutmak, aslan gibi güçlü olmak tarzındaki dış serüvenli belirenlerle kendi eksiğini tamamlayan düşünsel bileşim içine girdirir.
İhtiyaçlı özne dünyası içindeki hayaller ilk tarz düşünceyi başlatan iç motifli, dış serüvenli bileşimlerden oluşmaydı.
Köleci yapı içinde yoksulların hayale kapılması, dışta mal sahibi olma isteği nedenle başlar. Sonra bu hayal mülk sahiplerinin dizginleri ele almasıyla vaade dönüşen bir imleç hayalciliği olmakla bambaşka bir şeydir.