Eleştiriniz Acıtmasın Lütfen...

Anlaşılamamak zor...

yazı resim

I.
Hücre içindeki çekirdek kadar yalnız; bir o kadar da bütünüm kendi içimde... İnsanlarla iletişim içindeyken beni koruyan duvarlarımı bir kişi için bile olsa yıktığımdan, soyulup yenmiş bir mandalina kadar da çaresizim...
Kalp kaldıramayacağı şeylere maruzken, çevresindeki “varmış” gibi görünenlerin gerçeği çıkıyor açığa... Hiçlikmiş etrafındaki de neler neler sanmış...
Kırılan kalbin içinden fışkıran da sevgi midir? Yoksa kalbin kırıklığını hissettiren fışkıran ve yitip giden sevginin yerinde kalan boşluk mudur?
Duyguları yaşamak kötüyse ve yaşanması gereken kurallar bütünüyse, neden ben hissediyorum? Neden yaşadığımı hissediyorum? Ölümün yakınlığını hissetmekle yaşamı hissetmek arasındaki sınır nedir? Ben o sınırda iyi kavramıyla yaşamak istiyorum...
Beynin içinde olduğu söylenen ve de düşünce adı verilen kavramlar gerçek midir? Yön vermek gibi kabiliyetleri var mıdır? Düşünceler de iyi kötü diye ayrılır mı? Tamamıyla iyi olan yok mu?

II.
Yalnızlık hücrelerimin içine kadar işlemişken, topluluk içinde olduğumu fark etmem çok hoş...
Anlaşılmanın zor olması yalnızlığımı ebedileştirirken ben hala iletişim kurmaya çalışıyorum.
Ben kimim, neyim? Anlayan var mı? Yoksa lütfen hakkımda yorum yapmayın...
Kalbin acıması ve acı hissi nedir? Ağlamak acıyı dindirir mi? Gözyaşlarımı yaramın üzerine döksem acı diner mi?
Duvarlarımı yıkmak çok kolay olsa kimin ilgisini çeker?
Dost ne demek, bana anlatır mısınız???

Başa Dön