Eşek çayıra gitmiş,
Taze otlardan yemiş.
Anırmış ve tepinmiş,
Akşama dek dinlenmiş.
Bir kurt, tepeden inmiş,
Görünce çok sevinmiş.
Merkep kurdu fark etmiş,
Hayli korkmuş, titremiş.
Ona karşı koyamaz,
Kaçsa da kurtulamaz…
Kurda demiş: — Şanslısın!
Kaçamam yakalarsın.
Büyük bir diken battı,
Canımı çok acıttı!
O yüzden kaçamadım,
Üzgünüm, yakalandım…
Kurt yemeğe yanaşmış,
Eşek söze başlamış:
— Kurt kardeş beni dinle,
İşin zordur dikenle!
Boğazına batarsa,
Ağzına saplanırsa,
Vallah gebertir seni!
Yiyemezsin sen beni.
Dikeni çıkar önce,
Sonra da ye keyfince…
Kurt bu söze inanmış,
Arkasından yaklaşmış.
— Diken nerede hani?
Söyle bana yerini.
Eşek demiş: — Şurada,
Ayağımın ucunda...
Kurt ararken dikeni,
Merkep de çiftesini,
Öyle bir sallamış ki,
Onu uçurmuş sanki!
Eşek köye fırlamış,
Kurt iki büklüm kalmış...
Ahmet KARAASLAN