dünden kalmış kahpe bir gece
zulamda çıkardığım vefalı sigaram
etrafı bürüyen mahkum bir türkü
kostantin sokalarında esir düşmüş yüreğim
arkamda sahte timsah göz yaşları
dost değim kancıkların bana çevirdikleri namlusuyla kahroldum namkör sevdalara esir düşmüş yüreğimle ve yoldaşım olan yıldızlarla
kirlenmişti masum olan geceler
kirlenmişti dillerde söylediğimiz türküler
kirlenmişti rahmet yağdıran yağmurlar ve yine yağdırıyordu
bende anlamı derin olan yere
bir isyan çığlıklarıyla derbeder ederken geceleri
alçak bir rüzgar savururdu gözlerinin o yosun kıyısına
bir bakışınla sarmaşık olan yüreğim filizlendi
benzememiştin yüreğimdeki kapalı kıyılarda açan sevgili
benzememiştin elbisesi yırtılmış sevdalara
benzememiştin yosma kokulu sevdalara
benzememmiştin dost dediğim kancıklara
bir merhabayla
bir sıcak iklimlerdeki sözlerinle
bir asil duruşunla
bir asi çarpışan sevdanla
benzemedin ey kalbime giren kutsal sevgili