Gecenin sessizliği kavramış karanlık yollarımı,
Savrulan yıldızlar avucuma doluşmuş.
Yitirilen geçmişimin kenetlendiği sözler,
Şimdi beni tutsak olduğum zindanlarda özler...
Tutsak edilen ben miyim, sözlerim mi ?
Bilememekteyim;
Ama sen firavun ruhlu rahibe
Sen hala yalın ayaklı çocukların hüzünlendiği mevsimlerdesin.
Karabataklarla yaşarım sensizliğimi,
Sabahın ilk ışıklarına gömerim seslerimi,
Yaşamazken varsayılan sonsuzluğumu,
Sen özlediğim o günlerin geçmişindesin.
Yazılışı kadar okunuşu zorda olsa bu sözlerin !
Geçmişim geride, geriye bir adım daha yakın.
Ama sen firavun ruhlu rahibe,
Sen hala yalın ayaklı çocukların hüzünlendiği mevsimlerdesin.
Gezginlerin kollarında büyüttüm seni,
Akvaryumların sığ ama okyanus büyüklüğündeki sularında
yendim yokluğunu
Yemdim;
O soğuk suların karanlığında...
Kavuşabilmek için özgürlüğüme,
Seni aramaktan vazgeçmedim.
Her zaman daha hızlı yüzmeye çalıştım
Büyük balık küçük balığı yutarmış
Zamanın balıklığı büyüklüğünde...
Ama sen firavun ruhlu rahibe,
Sen hala hüzünlendiğim mevsimlerde... ]