Trabzon’un geçmişi M.Ö.7000 yılına kadar uzamaktadır.Pek çok medeniyetin beşiği olmuştur.Buraya ilk olarak Tibarenler,Mosklar ve Marlar yerleşmişlerdir.Şehir zamanla Medler,Persler ve Makedonyalılar’ın eline geçmiştir.1080 yılında Anadolu Selçukluları’nın eline geçmiştir.1461’de Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır.Burası o zamanlar eyaletti.Yavuz Sultan Selim bu eyaletin valiliğini yapmıştır.Kanunî Sultan Süleyman’ın çocukluğu bu şehirde geçmiştir.1916 senesinde Ruslar’ın işgaline uğramıştır.Fakat 24 Şubat 1918’de geri alınmıştır.
Trabzon,tarihî eserler bakımından zengin bir durum arzetmektedir.Şehirde Roma,Bizans,Osmanlı eserleri bulunmaktadır.Trabzon Kalesi, Kalepark, Cephanelik,Yeni Cuma Camiî,Ayasofya(Hanhia Sophia),Fatih Ortahisar Camiî,Küçük Ayvasıl Kilisesi(St.Anna Kilisesi),Molla Nakip Camiî,Kudrettin Camiî,Hüsnü Göktuğ Camiî,Santa Maria Kilisesi,Kızlar Manastırı(Panagia Thaoskepastos),Kaymaklı Manastırı,Vazelon Manastırı,Kuştul Manastırı(Gregorius Peristera),Sumelâ(Meryemana) Manastırı,Gülbahar Hatun Camiî(Büyük İmaret),İskenderpaşa Camiî,Çarşı Camiî,Vakıfhan(Taşhan),Alacahan,Bedesten,Fatih Hamamı,Hacı Arif Hamamı,Tophane Hamamı,Sekiz Direkli Hamam,Meydan Hamamı,Atatürk Köşkü,Memişağa Konağı şehrin belli başlı tarihî eserleridir.
Trabzon adı üzerine değişik rivayetler mevcuttur.Şarl Teksiye’ye göre meşhur Ksenofon silahşörleriyle Trabzon’a girdiğinde kaleyi masaya benzetmiş ve kendi dilinde masa karşılığı olarak buraya Trapezos demiştir.Bir değişik görüşe göre buraya daha önceleri Orta Asya Türk kavimlerinden Turanlar’a bağlı Tirabenler ve Elizonlar yerleşmişlerdir.Bunlar,sonra birleşmişler,neticede “Tibaren-Elizon” adını almışlardır.Bu zamanla değişerek bugünkü hâlini almıştır.Evliya Çelebi’nin belirttiğine göre Fatih,Trabzon’u fethedince buranın havasını çok beğenmiş ve can alıcı,lâtif manasında “Tarab-Efzun” ismini vermiştir.Yine “Trabzon Tarihi” adlı eserin yazarı Şakir Şevket’e göre Trabzonlu bir Türk pehlivanı bir altın paranın tuğrasını parmağıyla silip bozuyor.Bu hadiseden sonra şehre “Tuğrabozan” adı veriliyor.Bu zamanla şimdiki şekle dönüşüveriyor.
Trabzon’un nüfusu,geçmişten günümüze kadar zaman zaman dalgalı bir seyir izlemiştir.Şarl Teksiye’ye göre Trabzon on yedinci yüzyılda on sekiz bin evden oluşan bir yerleşim yeriydi.Bouillet’in dediğine göre burası Birinci Dünya Savaşı’ndan evvel 87 bin nüfuslu bir şehirdi.
Evliya Çelebi,Seyahatname’sinde Trabzon’un hamsisine de genişçe yer vermiştir.O zamanlar hamsinin kebabı,çorbası,pilavı ve baklavasının yapıldığını söylüyor.Ayrıca hamsinin her derde deva olduğunu belirtiyor.
Eskiden Zağnos Köprüsü asma imiş;makaralara takılı zincirlerle gündüzleri indirilir,geceleri kaldırılırdı.Bu köprü Zindankapı ile İmaret Kapısını birbirine bağlamaktadır.Üst üste kemerli iki gözü vardır.Şehre nostaljik bir görünüm kazandırmaktadır.
Güzel Trabzon’umuzun dört bir yanında mâziyi solumak mümkündür.Burası padişahlar şehridir.Bu kentin mirasçıları olan bizler,tarihî dokuyu hiç değiştirmeden,olduğu gibi muhafaza etmeliyiz.Ancak böylelikle ceddimize vefa borcumuzu ödemiş oluruz.
e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com