Dudaklarıma darbe yaptığım ısırıklar kadar sert şimdi vicdanım,
gözlerim kadar kara.
Annemin sütü kadar helal yaşattıklarım; yaşattığıma.
Aklın varsa git, aklın varsa yaklaşma bana.
Ellerim kan, ellerim leş.
Tutarsam o beyaz teninden seni,
yakalarsam dudağının bir kıvrımından;
kirletmeden bırakmam.
Gelme sevgilim.
Duygusal bir intiharın eşiğindeyim.
Hiç saklamadan yazıyorum her şeyi.
Bak canım yanıyor, anlıyor musun beni?
Ve ben yandıkça katlıyorum ateşimi.
İntikam oluyor sonra, sarıyor geçmişimi.
Gelme sevgilim,
intikama hedef alıyorum geçmişimi !
Hani senin o eziyet dediğin var ya,
işte ben onun alasını yapıyorum kendime.
Sancım büyük,
kıvranışlarım kadar.
Kaybım var.
Cevabını bildiğim sorular sormaktan hoşlanmasam da,
defalarca duymak istiyorum senden.
Sahi sevgilim, seviyor musun gerçekten beni?
Susmalı mı yani şimdi,
yoksa acım kadar konuşmalı mı?
Neyse sevgilim,
Sen cevap vermesende olur.
Çünkü gururun cevabın kadar büyüktür bilirim.
Sadece anlat sevgilim,
konuş bana.
Sana da acımadılar demi ?
Acımazlar.
Bana da acımadılar.
Ki şimdi,
ben onları acıtmaya yemin etmişken, gelme sevgilim.
Yıkım emrini verdi yüreğim,
çoktan.
Çünkü yıkmak güçtür,
güç yenmektir.
Yenersim onu, güçlü oluşumun bayrağına dikersem
saç köklerime, belki bir gün senin kokun siner tenime.
Ama and içtim, yıkılmadan yıkmak için sevgilim.
Belina Özbek