Kuran-ı Kerim, insanlık için en yüce rehberdir. İnsana hem ilmin kaynağını hem de bu ilmi nasıl kullanması gerektiğini gösterir. Ancak ilmi yalnızca dünyevi bir birikim olarak görenler, ilmin asıl mahiyetini kavrayamazlar. Gerçek anlamda âlim olmak, bilgi sahibi olmaktan daha öte bir durumu ifade eder. Çünkü gerçek âlimlik, ilmi Allaha yaklaşma vesilesi olarak kullanmaktır. İblisin durumunu Kuranın ilim anlayışıyla değerlendirdiğimizde, onun âlim olduğu iddiasının temelsiz olduğu açıkça görülür. İblis, Allahın varlığını inkâr etmemiş, ancak Onun emirlerine karşı gelerek isyan etmiştir. Bu kibri ve isyanı, onun asla bir âlim olamayacağını gösterir. Zira gerçek âlimlik, bilgiyle birlikte Allaha teslimiyeti ve takvayı da gerektirir.
Kuran, gerçek âlimin özelliklerini şu şekilde açıklar:
"Kulları içinde ise Allahtan ancak âlim olanlar içleri titreyerek korkar." (Fâtır Suresi, 28)
Bu ayet, gerçek âlimin Allah korkusuyla hareket ettiğini, Allahın hem vahyedilen ayetlerini hem de kâinattaki işaretlerini tanıyıp takdir ettiğini vurgular. Gerçek bir âlim, ilmi yalnızca öğrenmek ya da başkalarına sunmak için değil, Allaha olan imanını artırmak ve Onun rızasına ulaşmak için bir ibadet vesilesi olarak görür. İlim, Allahı tanıma, Onun eserlerini tefekkür etme ve bu bilgiyle hikmetli bir hayat sürme çabasıdır. Kuran, bilginin yanlış kullanımına dair en bariz örneği İblisin durumuyla açıklar. İblis, Allahın varlığını ve kudretini kabul eder; ancak bu bilgi onu Allaha boyun eğmeye götürmez. Bunun yerine kibirlenerek bilgiyi kendi çıkarları doğrultusunda kullanır. Bu durum, bilginin Allah rızasına uygun bir şekilde kullanılmadığında, kişinin doğru yoldan sapabileceğini gösterir. Kuran, bilgiye sahip olduğu hâlde bu bilgiyi doğru kullanmayanlar hakkında şu çarpıcı benzetmeyi yapar:
"Kendilerine Tevrat yükletilip de sonra onu taşımayanların durumu, kitap yüklü merkeplerin durumuna benzer." (Cuma Suresi, 5)
Bu ayet, bilgiyi yalnızca bir yük olarak taşıyan, ancak onu hikmete ve ibadete dönüştüremeyen kişilerin durumunu ifade eder. İblis, sahip olduğu bilgiyle Allaha yaklaşmamış, aksine isyan etmiş ve lanetlenmiştir. Bilgi, ancak Allahın vahyiyle anlam kazanır. Vahiy, insana doğruyu yanlıştan ayırma yeteneği kazandırır. Gerçek bir âlim, bilgiyi Allahın rızasını kazanmak için kullanır; oysa İblis ve onun yolundan gidenler, bilgiyi kibir ve dünyevi çıkarlar için bir araç hâline getirir.
"Hak olan, biricik hükümdar olan Allah yücedir. Onun vahyi sana gelip tamamlanmadan evvel, Kuranı (okumada) acele etme ve de ki: 'Rabbim, ilmimi artır.' (Tâ-Hâ Suresi, 114)
Bu ayet, âlimin sürekli olarak Allahtan ilim talep ettiğini ve bu ilmi Allahın yolunda kullanmayı hedeflediğini gösterir. Gerçek âlim, bilgiyi kibre kapılmadan Allaha hizmet için kullanır. Günümüzde bilginin teknik ve teknolojik gelişmelerde kullanımına şahit oluyoruz. Ancak bu bilgi, insanlığı Allaha yaklaştırmaktan ziyade, dünyayı daha karmaşık ve huzursuz bir yer hâline getiriyor. Savaşlar, çevre felaketleri ve insanlığa zarar veren teknolojiler, bilginin yanlış kullanımının somut örnekleridir. İblisin ve onun yolundan gidenlerin bilgiyi kullanımı, bu durumu açıkça ortaya koyar. Sonuç olarak, İblisin âlim olduğu iddiası, Kurana ve İslamın ilim anlayışına tamamen aykırıdır. Gerçek âlim, bilgiyi Allahın rızasını kazanmak ve insanlara hakikati göstermek için kullanır. Bu nedenle âlimlik, bir unvan ya da diploma meselesi değil, Allaha teslimiyet ve hikmetli bir yaşam sürme meselesidir. Kuranın rehberliğinde gerçek âlimler olmaya, bilgiyi hikmete dönüştürmeye ve Allahın razı olduğu bir hayat yaşamaya gayret etmeliyiz. Çünkü ancak bu şekilde hem dünyada hem de ahirette huzur ve saadete ulaşabiliriz.
Gerçek Âlimlik ve İblis'in Durumu
Kuran-ı Kerim, insanlık için en yüce rehberdir. İnsana hem ilmin kaynağını hem de bu ilmi nasıl kullanması gerektiğini gösterir. Ancak ilmi yalnızca dünyevi bir birikim olarak görenler, ilmin asıl mahiyetini kavrayamazlar. Gerçek anlamda âlim olmak, bilgi sahibi olmaktan daha öte bir durumu ifade eder. Çünkü gerçek âlimlik, ilmi Allaha yaklaşma vesilesi olarak kullanmaktır. İblisin durumunu Kuranın ilim anlayışıyla değerlendirdiğimizde, onun âlim olduğu iddiasının temelsiz olduğu açıkça görülür. İblis, Allahın varlığını inkâr etmemiş, ancak Onun emirlerine karşı gelerek isyan etmiştir. Bu kibri ve isyanı, onun asla bir âlim olamayacağını gösterir. Zira gerçek âlimlik, bilgiyle birlikte Allaha teslimiyeti ve takvayı da gerektirir.