Gidişinin Şerefine

Bir adamın hasta benliğinin gidişini anlatıyor.

yazı resim

Belkide yaşamımı engelleyen şeyi bulmuştum. Suçluluk evet suçluluk hissiydi. Kırıldığımda uzak duruyordum ama aklıma ya ölürse sorusu takılıyordu. O zaman çok üzülecektim. Bazen deliliğe sığınıyordum ve böylece çevremi istediğim gibi yönetebiliyordum. Peki ya ben; kayboluyordum ve kaybolarak ölmek istemiyordum. Ölürken bile nerede olduğumu bilmeliydim. İçime katman katman yerleştirdiğim üzüntüler aniden ortaya çıkıyor ve beni bir savaşa sürüklüyordu. Kafamda aynı sorular üstüme üstüme geliyordu; bense onları sakinleştirmek için çırpınıyordum.
Belki de hiçbir şey yaşamamıştım belki de hayatta mutlu olmuştum en çok ama neye yarar yine de iyi değilim. Hep aynı düşlerle yaşıyorum. Hep aynı düşler korkutuyor beni. Savaştayım...
Herşey böylesine kuşkuluyken o çıkageldi. Nereden geldiğini asla sormadım. Sadece geldiği için mutluydum. Onu kahverengi koltuğunda yazı yazarken gördüm. Evimde, odamda...Gözlerine bakamadım, bunu yapamadım ama yüreğimin diğer kutbu olduğunu biliyordum. O geldiğinde herşey eskisi gibi oldu belki de yenisi...O gelmişti ve o gitmişti. Hoşgeldin ben...

Başa Dön