Nazımın sürgününden farklı değil benimkisi
Onunki resmiydi
Gizli sürgün benimkisi
Buzlu yollara basıyor benim ayaklarımda
Hatta,
Fon müziğim bile var
Ardımda
Dostum Nazım!
Seninde özlediğin kadınlar oldu
Bu beyaz topraklarda
Özlüyorum bende
Senin gibi
Nazımca
Nazımca içiyorum cigaramı
Dokunaklı
Ölümü özlüyor gözlerim o esnada
Anam geliyor aklıma
Ve vazgeçiyorum
Yaşamak istiyorum
Babamca
İnsan gibi ulan!
Adamca
Sakallarımı kaşıyorum
İnce belli bardağıma düşüyor yasaklı harflerim
Düşüyor yüreğimde bir şehir
Üşüyor kelimelerim
Bombalar yağıyor
Nazım adlı şehrime,
Ruha kavuşamadan ölüyor
Kasıklarımda uyuyan piçlerim
Cümlelerim
Ah annesizlerim!
Kelepçeler vuruluyor bileklerime
Bağlanırken gözlerim
Traşlı,
Kanlı canlı bir adam sövüyor
Nikotin sarısı suretime
Ve yasaklanıyor sözlerim
Dağlanıyor
Senin deniz
Benim gece rengi gözlerim
Dostum Nazım,
Sansürleniyor muyuz ne?
Neyse
Hadi bir çay koy!
İçelim
İnceleşsin ruhumuz
Anneleşelim
İnceleşsin ki
Ağlayabilelim
Üstad,
Senin sürgününden farklı değil benimkisi
Seninki resmiydi
Gizli benimkisi
Mavi gözlü adam
Söyle hele!
Kaç urgan uzatıldı sana?
Laf aramızda
Doksan Dokuz urgan vuruldu
Günahkar boynuma
Günahkar ya!
Sevaptır dediler
Vurun!
Düşmüş nasıl olsa,
Vurun ha!
Vurun hayduta
Dertliyim şiir dede
Uzun mu uzun bu hikaye
Seni ele geçirdiler ilk
Düşürülen şehrimde
Kadınlarım toplandı daha sonra
Mühür vuruldu yüreğimde ki hareme
Cigaramı aldı bir el
Küfretti sevdiğime
Sakallarımı gizlediler suretimde
Sürgün koktu yanaklarım
Ve
Maske taktı aynadaki ruh hastası,
Kanadı suratı
Kanadı kalemine oturan bakire
Anadan üryan artık kelimeler
Babadan izinli
Bir namus belgeseli bu
Bir Nazım Hikmet filmi
Giden sakallı adamın
Son elvedası beyaz etli kadına,
Gizli bir sürgün notu belkide
Platonik bir isyan şiiri
Erkan İsa Şen
Gizli sürgün notları 2