Yok artık gönlümde bahar bekleyen
Öteler yurduna düşü düşleyen
Ve şimdi anılar beni özleyen
Bir öte yurduna göç zamanıdır
Yok artık gözlerim puslu bir hazan
Saçlarıma beyaz düşürdü yazan
Ve sanki şehirler ölüyor bazen
Bir yorgun yüreğe göç zamanıdır
Yok artık baharın yazların tadı
Acı bir dudakta şulesi kaldı
Ve birde akrebi zamandan çaldı
Bir başka menzile göç zamanıdır
Yok artık Leyla’yı arayan Mecnun
Eşiğine geldik ilk denen sonun
Ve mizan denilen hasreti O’nun
Bir çetin sorguya göç zamanıdır
Yok artık tebessüm hüzün yüzlerde
Gölgeler terk eder insanı yerde
Ve en son şarkısı kalır dillerde
Bir yitik bahara göç zamanıdır
Yok artık bekleyen hani beklenen
Eski bir fotoğraf şimdi hislenen
Ve yollar uzuyor sonu tükenen
Bir tatlı yalana göç zamanıdır
Yok artık hayalim avuntu bitti
En güzel yarınlar doğmadan yitti
Ve yolun ardına gidenler gitti
Bir sahte gülüşe göç zamanıdır