Gökkuşağının Altından Geçerken

Yeşil buğday başaklarında / Hayvanlarını bağladıkları ağıllarında / Evlerinin kapısında, sofralarında / Ve en nihayet yüreklerinde ateşi gördüler

yazı resim

Yesil bugday basaklarinda
Hayvanlarini bagladiklari agillarinda
Evlerinin kapisinda, sofralarinda
Ve en nihayet yüreklerinde atesi gördüler

Yazlari kurak, kislari katiksiz gecti
Yollarini asker bagladi, gecelerini eskiya kusatti
Bebeklerine nenni oldu kursun sesleri
Istinmadilar haksizliga
Kabullendiler zorbaligi, kader saydilar ölümleri
Ne zaman ki avratlari raksetti namlu zoruyla
Ve ne zaman ki besikleri külle doldu
O zaman anladilar namussuzlugu
Namussuzlugu döseklerinde gördüler

Ve hepsi beraber olup, asi geldiler yasama
Ve hepsi beraber olup, düstüler yollara
Onlar yürüdüler...
Onlar en dermansiz zamanlarinda bile yürüdüler

Kurulmus sehpalarda mola vermeden
Hainin sofrasina kilim sermeden
Onlar yürüdüler...
Onlar en dermansiz zamanlarinda bile yürüdüler

Insani severlerdi
Yesili severlerdi
Topragi severlerdi
Bütün ve yigit kisilerdi

Hic bir zaman insan olarak görülmediler
Insan gibi büyümediler
Insan gibi sevemediler
Bir insan gibi ölemediler

Birgün yaralarina günes düstü
Oksayan sefkatli bir el gibi
Yüreklerinde bir sicaklik, alinlarinda bir parlaklik
Gözyaslarinda bir baskalik farkettiler
Baslarini kaldirip yagmur suyu icerken
Gökyüzünde bir isik gördüler
Gökyüzünde gökkusagini gördüler

Son zerrelerindeki umutlari yeniden yeserdi
Zeytin karasi gözlerine yasam geri geldi
Onlar yürüdüler...
Onlar en dermansiz zamanlarinda bile yürüdüler

Gökkusaginin altindan gecerken
Allah onlara yeniden can verdi
Gökten bir tohum düstü
Bir simsek onlara yol gösterdi

O körpe tohumu avuclarina alip
Gökkusagini yaralarina sarip
Onlar yürüdüler...
Onlar en dermansiz zamanlarinda bile yürüdüler

Başa Dön