Ne yaptığını sormuştum... Ne yapmıştın da, büyümüştü bu aşk bu kadar.
Düşündüm....
Fiziksel eksikliğine gönlümün gösterdiği bir tepki mi diye?
Sana duyduğum özlem mi yoksa?
Yada aşk işte büyüyor, anlam arama mı diyeceksin!
Bunların hiçbiri değil.
Etrafına bak. İnsanların gözlerine.
Gerçeklerin saklanamadığı yere...
Gözlere...
''Gözler kalbin aynasıdır, yalan nedir bilmez onlar.'' diyordu eski bir şarkı hatırlarmısın?
Aynen öyle. O yüzden; bak etrafındaki gözlere.
Gözler ruhun aynasıdır.
Baktığın hiçbir gözde ruh bulamayacaksın.
Kayıp ruhlar alemidir çünkü bu dünya.
Kaybettikçe kazandığını sandığın bir hayat barındırır çünkü içinde.
Kazandığını sandıkça kaybettiğin ruhun olur bu alemde.
Aşk, bu alemde ruhunu kaybettirmeyecek tek olgundur.
Onu da bulan çok azdır bu dünyada.
Hadi çekinme bak etrafındaki bütün gözlere.
Bak bakalım, ruh bulabilecekmisin hiçbir gözde.
Sonra gel bak benim gözlerime.
Ruhunu bulacaksın.
Hayatımda olmayabilirsin, konuşmuyor olabiliriz, sesini duymuyor olabilirim, ellerini tutamıyor olabilirim, gözlerine doyumsuz bakamıyor da olabilirim.
Ama bunların hiç biri seni hissetmeme engel değil, sevmeme de...
Aynalar var. Hayatımda yoksan aynada baktığım gözlerdesin.
Benim tek eksiğim, gözlerindeki ruhumdan uzak kalmam. Tıpkı senin gözlerimdeki ruhundan uzak kalman gibi...
Ruhun kayıp değil bu alemde. Sadece uzak bedenine.
İşte baştaki sorumun cevabı bu.
Ruhum sende.
Ruhun bende.
Çok büyük bu aşk.
Ve büyümeye devam etmekte.