Bir kadın gördü ADAM.
Yaprağın üstündeki çiğ damlası gibi aktı akacak.
Ve binlerce damlaya dağıldı dağılacak bir kadın.
Kır papatyasınca yılgın, solgun yüzlü .
Tonlarca mutsuzluk avuclarında, aşklarca yorgundu.
Sırtında kederden bir kambur.
Gözbebeklerinde yasla bilenmiş iki su yeşili hancer.
Acılarıyla başbaşa.
Elinde tahta bir kaşık,
ölen aşkının helvasını kavuruyordu ağır ağır.
Yas kol gezmekteydi ortalıkta..
ADAMIN burnumda kavrulmuş helva kokusu....
Gökyüzü boyarken umudun mavisini, kurşuni bir yasa
aynı gökyüzünde, bir bulut
gözleri dolu dolu, ağladı ağlayacaktı.
Bir martı,
toplayıp toplayıp yükselen çığlıkları yine aynı gökyüzüne asmaktaydı.
ADAMIN burnunda yas ve kavrulmuş helva kokusu.
Gökyüzü simsiyah,
yağmur sağanak, sağanak.
Yasa ortak ADAM ve martılar.
Tüm şarkılarının makamı feryat figan.
ADAMIN burnunda buram buram yas
ve kavrulmuş helva kokusu .
ADAMDA dizboyu birbaşınalık, yalnızlık fersah fersah.
Ruhu yitik, gölgesi kayıp.
Kalbini didiklemekte terkettiği bir aşkın uzak anısı.
Yaşam paletinde tüm renkler karmakarışık.
Hüküm giymiş ADAM, aşka ihanetten dolayı.
Cezası;
elinden alınmış gözyaşları.
Sinmiş tüm benliğine
yas ve kavrulmuş helva kokusu.
Yas kol gezmekteydi ortalıkta..
Kadın ölü aşkına helva kavurdu.
ADAM ölü aşkını cebine koydu..
Bir yerden tanıdı ADAM kadını.
Kadında ADAMI görse bir yerden tanırdı..
Çünkü kavrulmuş helva kokuyordu.
İkisinin de aşkı.
Helva Kokusu
Hüküm giymiş ADAM, aşka ihanetten dolayı. / Cezası; / elinden alınmış gözyaşları. / Sinmiş tüm benliğine yas ve kavrulmuş helva kokusu