Bir zamandır ilgiyle izliyorum , çarşaf çarşaf boykotçuluk ülke gündemine oturmuş.Genel olarak internet üzerinden boykot edilmesi gereken ürünler , firmalar , markalar vs. gırla gidiyor...
Tamam belli tepkiler vermek üzere bir şuura erişmek güzel , zararlı olandan kurtulmak için adımlar atmak güzel , varlığımıza düşman kesilmiş ellerin kırılması için çaba vermek güzel...
Ama neden hep geç kalıyoruz ?
Bunlar daha önce yaşandı , yaşanıyor...
Çeçenistan ' da...
Filistin ' de...
Doğu Türkistan ' da...
Kerkük ' de...
Bağdat 'ta...
Felluce ' de...
Telafer ' de...
Musul ' da...
Hala masumlar hedef durumunda...
Dün Bosna ' da gördük...
Kabil ' de...
Herat ' ta...
Kandahar ' da...
Mezar-ı Şerif ' te...
Bulgaristan ' da...
Kosova ' da...
Kıbrıs ' ta...
Hala yılanın bize dokunmadığından yana rahatlığımız var.Oysa bu yılan yüzyıllardır dokunmadık yerimizi bırakmadı...
Daha ne olması gerekiyor Milli refleksi ortaya koymak için ? Acıyı daha kadar yakında görmemiz gerekli...
Ankara mı ?
İstanbul mu ?
Kayseri mi ?
Manisa mı ?
Trabzon mu ?
Erzurum mu ?
Mersin mi ?
Daha ne kadar sokulması gerekiyor zalim namlusunun ?
Kan kokusu burnumuzun dibine gelmeden neden hareket etmiyoruz ki ?
Namlular sınırlarımıza dayanmadan neden uzaklarda ki masumlar için üzülmüyoruz da , bize de sıra gelecek diye korkular kuşanıyoruz ?
Verilmesi gereken tepkiyi , atılması gereken adımları üzerimize asılmış " Türk ' ün aklına sonradan gelir " yaftasına uygun vaziyete getiriyoruz...
Yara henüz kanıyorken merhemini sürüp iyileştirmek yerine kangıren olduktan sonra kolu - bacağı kesme gayretine düşüyoruz...
Geç kalıyoruz dostlar...
" Taş yerinde ağırdır"
10/05/2006 - Kartal