Ahşap pervazlı penceremden dışarı doğru süzülen kısık lambamın ışığı , bahçeyi şenlendiren
yaz güllerinin üstünü örtüyordu o gece.
Saat yine on oldu ,dedim içimden .Son bir senedir her gece aynı saatte , aynı soruyu tekrarlıyordum kendime.Niye değişmiyor hiçbirşey ?
Gözlerim eski bir hediyeye takıldı , o günü ve son günü dün gibi hatırladım ve ahhh dedim.
İç sesimi öyle derin dinledim ki , kalbimi sağdan soldan sıkıştırdılar yine , derin bir nefes aldım.Hatıralar geçmişiyle yaşayan bir insan için ağır yüktür , işte o gündü dedim , o güne kadar sabitlediğim tüm düşünceler ,birbiri ardına bağlanabilecek teorilerin hepsi yerlebir olmuştu.Düşlerin pek çoğunun üstünden o ağzına kadar gerçek dolu tır geçti,
hiç durmak istemedi yavaşlamadı biçti geçti.
Her son yeni bir başlangıçtır , geçişler hep sancılı.
Sancılı zamanlar mutluluğa gebedir , sezgilerin olanca sadeliğin de zamanda süzülüp uçarsın,
Bedenin yerçekiminden kurtulur , rüzgar arkadan iter umutla dolar için.Geçmişten yavaş yavaş sıyrılırsın yeni bir yenilgiye kadar.
Niye değişmiyor hiçbirşey ? ve on dakika sessizlik ,fonda piyano tınlıyor.Eski bir albüm elimde,fotoğraflar kısa metrajlı filimlere dönüşüyor zihnimde.Kimi zaman Phasilis’in asırlık sokaklarında dolaşıyorum,hemen arkasından bir doğumgünü mumu üflüyorum binbir dilekle,bir iki sayfa sonra boş boş bir bilgisayar monitörüne bakıyorum hemen arkasından gülümseyerek fotoğrafı çekeni engellemeye çalışıyorum.
Bir yıl boyunca kendime bu soruyu sormuş hiçbirşey değişmemiş zannederken , albümlerin içinde ki ufak bir tur ne kadar değişmiş olduğumu bana on dakikada anlattı.
Dört sene önceki çocuk bakışlar bu yetişkin gözlerle ne kadarda değişikti.Rüzgar herşeyi alıp
götürecekmi ?
Sanırım artık değişmesi gereken bir pencerem ve saat onda değişmesi gereken bir sorum var.Sancılar sona eriyor , kızımın adını Umut koymalı.
Her Gece Saat 10
Ahşap pervazlı penceremden dışarı doğru süzülen kısık lambamın ışığı , bahçeyi şenlendiren yaz güllerinin üstünü örtüyordu o gece.