Hey! Bayım!

Giden birine, gitmesin diye, giderse bıraktıklarını da yanında götürsün diye yazılmış bir mektup.

yazı resim

Hey! Bayım! Durun.. durun lütfen, durun gitmeyin. İçimde sizden bir parçayla bırakıvermeyin beni burada yalnız / bir başıma. Hatta siz’li başımla. Hayır, gitmeyin. Durun, alın içimden sizi ve size dair her şeyi. Gitmeyin, yani dilerseniz gidin de.... Giderseniz eğer, hani parçanız kaldı bende. İstemez misiniz? Kalsın mı? Yok, yok. Kalmasın. Alın onu. Beni yalnız bırakmayın onunla. Bayım. Gitmeyin, dedim. Durun.

Hem söyleyeceklerim daha bitmedi. Kelimelerim düzene girmedi, noktalarım doğru yerlere gelemedi. Noktaları, virgülleri karıştırdım; karmançorman ettim. Böyle gidemezsiniz, daha kendimi size açık edemedim. Bayım, orda mısınız? Değilseniz de söyleyeyim. İçimde bir parçanız var sizin isteyerek ya da istemeyerek yaşam verdiğiniz ve giderken almayı reddettiğiniz. Alınız onu, alınız. Onunla yaşayamam ben. Çünkü onunla nasıl yaşanır bilmiyorum. Siz olsanız yanımda, ah tabii olsanız ne güzel olurdu. Olsaydınız yanımda, öğretirdiniz onla yaşamayı bana. Hatta birçok parça daha eklerdiniz belki içime. Sonra sizle bir bütün olurdum belki. “Biz” derdik o bütünün adına sonra da. “Biz” de “aşk” demek olurdu sonunda.

Ama siz gitmeyi seçtiniz. Üstelik parçanızı da almıyorsunuz. Bayım! Dinleyin, sıkılmayın; sözlerim bitmedi. Evet, sözlerim bitmek bilmez. Alın parçanızı alın. Benim işime yaramaz çünkü. Hem daraltıyor, hem nefes aldırmıyor. Yemek yedirmiyor bir kere. İnsan yemek yemeden yaşayabilir mi? Hem ona ihtiyacım yok sanki artık. Hani siz yoksanız diyorum, parçanız da olmasın. Alın içimden onu, bayım; duyuyor musunuz?

Almam mı diyorsunuz? Ama o sizin efendim. Saygıyla eğiliyorum karşınızda. Evet, sizin o. Lütfen alın ne yaparsanız yapın. Onunla benim işim olmaz çünkü. Nefes alamıyorum onunla. Yaşayamıyorum. Bedenim dar geliyor ruhuma; ruhum kaçmak istiyor uçsuz bucaksız diyarlara. Alıyor musunuz? Evet, evet. Hatrım için mi? Tamam, ne olursa olsun bir zahmet, alınız. Daha fazla yaşayamıyorum onunla. Hem siz olmadan olmuyor. E gitmeyi mi seçtiniz? Peki madem, alın şu “kalp” denen parçayı benden. Olmuyor bayım, olamıyor. Siz olmadan onunla yaşanmıyor.

Başa Dön