Hiç Çığlık Attın mı?

Sevdanın tılsımı bir gülün kokusunda gizli…

yazı resim

Ömer AKŞAHAN

Su aktı, aktı, aktı…
Yarasa odada delicesine pervane sineği gibi odada uçtu, uçtu, uçtu…
Yeni bir imgenin doğumunu yaptıran yaşlı ebe, kadının bacağını ayırdı, ayırdı, ayırdı…
Hayat bu işte dedi, yoldan geçen simitçi… Bağır, bağır, bağır…
Leylekler yine de gelmeye devam ediyorlar ülkeme, uça, uça, uça…
***
Sevdanın tılsımı bir gülün kokusunda gizli…
Kral gölünde şaşırtıcı bir yankı…
Zavallı bir kuş bana baktı, baktı, baktı…
***
Şu sıralar “yorgun” sözcüğü çamaşır mandalıyla tutturulmuş ipte…
Üç fidandan biri Deniz’di… Gece boyu konuşuldu, konuşuldu, konuşuldu…
Konuşma özürlü yöneticilerle yine 1 Mayıs unutuldu, unutuldu, unutuldu…
***
Bu nasıl bir yazı dedi okuyucu? Anlamadım…
Sustum, o yazdı, dedi, yazarı, hiç durmadan yazdı, yazdı, yazdı…
Harfleri kile dökmek isterken Muazzez İlmiye Hanım, güldü, güldü, güldü…
***
Hiç çığlık attın mı, dedim kendime…
Olmadı ki, hayatımda bir jumping, dalayım derine, derine, derine…
Git dedi, içimdeki aykırı ses, git gidebildiğin yere kadar, git, git, git…
***
Son sözün nedir dedi, yargıç…
İpim olsun, İngiliz siciminden… Suçsuz atalarım…
Biz böyle kurtardık dedi vatanı; gece, gündüz demedik, düşmanı sürdük, sürdük, sürdük…
Taaa gavur İzmir’e kadar… Gemileri ilk kez orada gördük, gördük, gördük…

02.05.2008

Yorumlar

Başa Dön