o hala iyi mi acaba
değil
öyle değil
yalancı ağızlar söyler birinci derece sıcaklığını
ayakları prangalı bağcıklı gün
gece avucunu buruşturup kendini ayırdı
oraya hep gök gürültüsü yağıyor
kül sal rüzgâr
pencere altı sokak kedileriyle dolu
az ötede bar
o
uykulu gece
dağılan kum zerresine martılar düştü
karanlığın derinliği çağırdı sesini
boz gün
sarı ağaçlar
çellonun kemikleri üşüyecek
ama sessizce
.