: : : Hüzün Peronları: : :

yazı resim

Hüzün peronları

Vah gönlüm (mü) diye inlemeli gönlüm

Ah istasyonlarında hangi peronda iner ağrılarım

Bilemez katarlar, bilemez işte

Neler taşıdıklarını, raylar üstünde/ hüzün

Ve gömleği yırtılmış bir aşkın

Çıplak halini. Bilemezler

Ağyâr eden gönle abad eden hangi mısradır

Ben şiirlerini ilahi ezgileriyle doldurdum yüreğime

Kutsal bir menbaada beslenendin bu yüzden

Bu yüzden salkım söğüt, bir arasat meydanında

Gidince a’raf yalnızları hissetim

Yakışmaz şimdi filinta gibi yalnızlığa

Anmak yokluğunu bir kasede/hüzün deminde

Hazan mevsimlerinin yaprak dökmeye hazır

Mum alevlerinde müsaittir/hazırdır pervane

Ölmeye/olmaya/yanmaya

Sankileşen zihnimde, savaş ütopyaları

Şehrini işgal altına alma hevesi,

Geceyi tutsak etme neşvesi

Ateş etme/yaygara koparma/bıçkın dikiş

Hüzün iskelesi /ısırgan otu/kopar siyahı

Yalnızlıktır kırmızı

En çok da telaşında vahlaşan eyvah zihnim

Vurulgandır her hasrette, gece vardiyasıyla

Bilemezsin, bilemezsin işte

Göm diye beklediğim sabahlar

Çık diye arkamdan vurmakta

Meftûn ateşe kibrit bulma pahasına

Saklıyorum ahları, gönlümün koridorlarında

Her zerresine kâkülünden ırmaklar

Derilince serinliyorum/abad oluyor gönlüm

Şimdi bir yalnızlığın sermestliğinde

Sokakların kimsesizliğine dalıyorum

Ellerinde ateş almayan bir kibritin

Ateşli belirişleriyle/ıslatıyorum şiirimi

Sen birikiyor/söz birikiyor/hasret cümlelerinde

Peyderpey hazan birikiyor

Yorumlar

Başa Dön