Bir ilkokul arkadaşım vardı; Devran.
Öylesi güzel, öylesi beyaz küçücük bir kız hatırlıyorum.
Hani ilk aşkımdı diyemem, ama güzeldi. Çok güzeldi
Sanki böyle birden devleşip onun gözlerindeki çocuksu güzelliği bağrıma sığdırmaya azmedecek kadar güzel Böyle gözleri bal rengi ama mavi; deniz gibi, kocaman
Saklambaç oynamazdık biz Devranla Zira onunla ancak Rimbaud konuşulurdu, belki biraz da Promethe Öylesine anlamlı, öylesine tutuk O, zincire vurulmuşları bir göz darbesiyle öylece yere indirebilirdi Öylesine güçlü, öylesi mitolojik
Biz Devranla hiç saklambaç oynamadık; gözlerini diyorum, kapattıramazdık ki onun
Aynı mahallede, silgi kokulu çantalarımızı sırtlayıp, yürüyorduk okuldan yüz metre ötedeki evlerinin önüne kadar Karanlıktı en son hatırladığım, seçemiyordum belki ama, yakamoz düşüyordu kaldırıma işte oraya, öylece; yemin ederim
Tanrım, annem bu akşam beni okuldan almaya lütfen gelmesin dedirten öylesi zamanlar işte
Sonra bir gün, sıcak bir yaz tatilinde komşu çocuklarıyla oynarken, balkondan annem bağırdı:
İlke arıyor! koştum, merdivenleri ufacık boyumla üçer beşer
Sustum sonra, sade sustum
Hiç siz ilk kez bir arkadaşınızın ölüm haberini aldınız mı?
Ya gözlerini kapattıramadığınız küçücük bir kızın, çocukluk arkadaşınız olmasını yedirdiniz mi kendinize?
Devran, Annesi, Babası ve hiç görmediğim, o gün daha küçücük bir bebek olan kardeşi; tatile gittikleri bir yerlerden dönerken, öğretmen babasının -senelerce kapılarının önünde gördüğümde, işte buradalar! dediğim bordo renkli- Doğan Lsi ile takla atmışlar
Sonra hep duyduk Bir kardeşi vardı Yani sadece artık, bir kardeşi vardı
On beş yıldır, her konuşmamızda gözlerimiz dolar İlkeyle benim Sonra gözlerimizden utanırız O bizim, Piafımız, Kaldırım Serçemizdi işte
Eğer o sokaktan bir daha geçme cesaretini gösterebilseydik; belki kardeşini bulur, en azından muhtemelen Devranınkine benzeyen gözlerinde, yarım kalmış bir çocukluğu bulurduk yine
Belki o zaman, eski sevgilimin birinde bıraktığım yıllığın sayfasına daha sıkı sarılabilirdim, tozlu kitap raflarıma saklayabilirdim işte
İlkeyle ben, o sokaktan bir daha geçebilme cesaretini gösterebilseydik eğer, yaşadığımızdan bu denli utanmazdık işte
İçinden Çocukluk Yaralarının Geçtiği Birkaç Otobüs Durağı Tanıyorum.
Tanrım, annem bu akşam beni okuldan almaya lütfen gelmesin dedirten öylesi zamanlar işte