İhanetin rengi kırmızıymış , tamam kabul ediyorum. Ama ihanet ederken değil , sonrasında yakıcıymış...Sen gözlerime bakmak istemediğinde , baktığında benden uzaklaştığını gördüğümde çektiğim acı kırmızıymış. Nedeni ne olursa olsun , adı bile can yakarmış...
İhanetin rengi kırmızıymış , tamam kabul ediyorum. Ben içsel sorunlarımı , dışsal senle birleştirip , sırf senden kalanları kirletmek adına kırmızıya boyandım. Tamam kabul ediyorum, herşeyi ben kirlettim.
İhanetin rengi kırmızıymış , tamam kabul ediyorum. Senin eline benden başkası değmedi , gözlerin kirlendi sadece... Benim dünyada herşeyi uğruna yakabileceğim gözlerin...Benim ellerim , senin gözlerin...Hangisi daha değerli ? Ben yıkadığımda geçecekken , sen nasıl arındıracaksın gözlerini?
İhanetin rengi kırmızıymış , tamam kabul ediyorum. Hergün yüzüme vur kirlenen ellerimi...
Ve her gün yeniden kırmızıya boya ruhumu... Ben hergün acı çekeyim , herkesten uzaklaşayım, yaşanacak , nefes alacak tek bir yerim bile olmasın!
Ama sen kal! Sen, bana kal! Sen benle kal! Sen bende kal!
Affetme, unutma! Ama benden vazgeçme!
İhanetin rengi kırmızıymış , tamam kabul ediyorum. Sen yeşili de sevmezsin ki , hangi renge bürünse bu ruh geri alırsın ? Mavi ? Mor ? Sen maviyi seversin , engin denizler gibi olsam , yeniden sever misin beni? Yeniden benim der misin?
İhanetin rengi kırmızıymış , tamam kabul ediyorum. Seni duvara yapıştırmak için kullandığım çivi doğru değildi..Belki de sadece bantlamam gerekirdi seni...Çivi biraz acıttı...Seni...Ya ben? Ya o çiviyi oraya çakarken , elime vurduğum çekicin acısı? Hiç mi canım yanmadı sanıyorsun? Ellerim,parmaklarım morarmadı , saatlerce soğuk suyun altına kaldıkları halde, kızarıklıklar, şişlikler indi mi sanıyorsun?
İhanetin rengi kırmızıymış , tamam kabul ediyorum. Gel akıt artık o kan denizini benden , gel , yeniden maviye boya bu ruhu...Veya bırak git , ve ebediyen kırmızıya mahkum kalsın!