Kur'an-ı Kerim'de yer alan Sâd Suresi'nin 76. ayeti, insanlık tarihinin en büyük yanılgılarından birine dikkat çeker: İblis'in kibir ve üstünlük iddiası. Bu ayet, insanlık için önemli bir ders niteliğindedir. İblis, kendisini topraktan yaratılan insandan üstün görmüş ve bu üstünlüğü maddi bir temele dayandırmıştır: "Ben ondan daha hayırlıyım; sen beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın." (Sâd 76). Bu tutum, materyalizmin ve ırkçılığın ilk adımıdır.
İblis'in hatası, hayrın ve üstünlüğün ölçütünü Allahın rızasına ve emirlerine göre değil, maddi unsurlara göre belirlemesidir. Allaha yakınlık ve Onun istediği şekilde bir hayat sürmek yerine, yaratılış malzemesine dayalı bir kıyas yapmıştır. Bu yaklaşım, tarih boyunca insanları doğru yoldan saptırmış ve toplumsal huzuru bozmuştur. Zenci-beyaz, Türk-Kürt, zengin-fakir, kadın-erkek ayrımları, İblis'in bu bakış açısının günümüzdeki tezahürleridir. Ancak insan, neyin hayırlı veya üstün olduğunu kendi başına belirleyemez. Bu, yalnızca Allaha mahsus bir hükümdür. Allah'ın hükmüne teslim olmak, insanın yaratılış amacını anlaması ve ona uygun yaşaması için gereklidir. Çünkü insan, yaratılmışların en şereflisidir ve bu şerefin kaynağı yalnızca Allaha bağlılık ve takvadır.
Allah, üstünlüğün gerçek ölçütünü Hucurât Suresi'nin 13. ayetinde açıkça belirtmiştir:
"Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün olanınız, takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır."
Bu ayet, tüm insanlığa bir mesaj niteliğindedir. İnsanların farklı milletler, kabileler ya da topluluklar halinde yaratılması, bir üstünlük vesilesi değil, bir tanışma ve yardımlaşma fırsatıdır. İnsanın üstünlüğü, ancak Allaha yakınlık, samimiyet ve takva ile mümkündür. Takva, insanın Allah'a olan bilinçli bağlılığı ve emirlerine uygun bir hayat sürmesidir. Maddi kıyaslamalar, insanı Allahın yolundan uzaklaştıran bir sapmadır.
İblisin yaklaşımı, modern dünyada ırkçılık, sınıf ayrımı ve cinsiyet ayrımcılığı gibi sorunların temelini oluşturmuştur. İnsanlar, Allahın belirlediği değerler yerine, kendi koydukları ölçütlerle üstünlük arayışına girmişlerdir. Ancak bu yaklaşım, toplumları bölmüş ve adaletsizliği derinleştirmiştir. Hâlbuki gerçek huzur, Allahın belirlediği değerlere bağlı kalmakla mümkündür. Özellikle günümüzde, bireysel ve toplumsal hayatın temel sorunlarından biri olan ırkçılık, İblisin tohumlarını ektiği kibirden beslenir. Bir ırkın veya sınıfın diğerinden üstün olduğunu düşünmek, insanın yaratılış gayesini anlamamasından kaynaklanır. Allah katında üstünlük, yalnızca takva ile mümkündür. Bunun dışında bir ölçüt belirleyen, Hucurât Suresinin uyarısıyla Allahın hükmüne karşı gelmiş olur.
Sonuç olarak İblis, kibir ve materyalist düşünceyle Allahın emrine karşı gelmiş ve lanetlenmiştir. Onun düştüğü bu hata, insanlık için ibret dolu bir derstir. İnsanın yaratılış gayesi, Allaha kulluk etmek ve Onun rızasını kazanmaktır. Maddeye dayalı üstünlük iddiaları, insanı hem dünyada hem de ahirette hüsrana uğratır. Üstünlük, yaratılışta değil, yaratana teslimiyettedir. İnsan, ancak Allaha yakın olduğu ölçüde değer kazanır. Allahın belirlediği bu ölçütleri dikkate almak, bireysel ve toplumsal huzurun temelidir. Bu nedenle, İblisin yanılgısından ders almalı, Allahın belirlediği üstünlük ölçülerine sımsıkı sarılmalıyız.
İlk Materyalist ve İlk Irkçı: İblis
Kur'an-ı Kerim'de yer alan Sâd Suresi'nin 76. ayeti, insanlık tarihinin en büyük yanılgılarından birine dikkat çeker: İblis'in kibir ve üstünlük iddiası. Bu ayet, insanlık için önemli bir ders niteliğindedir. İblis, kendisini topraktan yaratılan insandan üstün görmüş ve bu üstünlüğü maddi bir temele dayandırmıştır: "Ben ondan daha hayırlıyım; sen beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın." (Sâd 76). Bu tutum, materyalizmin ve ırkçılığın ilk adımıdır.