Belli bir yaşa geldiğimde, belli başlı hatalar yapıp, bazen bunlara dahalarını eklediğimde bazen de hatalarımı bir kenara bırakıp, doğru yolda ilerlemeye çalıştığımda görüyorum ki tekrar tekrar ayağa kalkmamı ve bu yolda devam etmemi sağlayan o ilahi beyaz ışık sensin.
Birçok aşk hikayesi duydum, bazen okudum, bazen de iki filmde görüp kendimce yorumladım ama yaşadıklarımı ve de sana karşı hissettiklerimi artık satırlara dökme isteği duymaya başladığım zamanlardayım. Biliyorum... Bizim aşkımız milyonlarca aşklardan yalnızca bir tanesi ama yine de yazılmaya değer.
Nedendir bilinmez... Fotoğraflarını ilk gördüğüm zamanlar geliyor aklıma... İlk gerçek anlamda baktığım foton, Yunanistan'a giderken uçakta şapkanla çekilen yan profil fotondu... Biliyorum çok fazla her şeyi unutuyorum ama o tatlı gülüşün hala aklımda mesela, hatta gözümün önünde... Görür görmez direkt bana bakmaz demiştim. Nasıl olduysa bilinmez, hislerimi hisseder gibi, olması gerekenin olması gibi bir şans verdin bana... Öyle ki ben daha sana karşı kendimi açamaz ve kendimi sana karşı yetersiz hissederken, sen her konuşmamızda teker teker maskelerimi ortadan kaldırdın ve bir sarılışınla Dünya'ya olan kinimi, nefretimi ve isyanımı bastırmayı başardın tıpkı Mars'ın sinirlerini dindiren Venüs gibi...
Bunaldığımda, sürgün hayatımdan çıkamadığımda, kendi kendime kaldığımda defalarca ama defalarca atlayıp yanıma geldin ve beni tekrar karanlıktan aydınlığa çıkarma ilhamında bulundun... Hani bazı insanlara bakıyorum. Öyle ya... Kimi sevgili, kimi ise evli... Yaptıkları ya ev hanımlığı, ya iş ortaklığı ya da dert ortaklığı... Almış eşinin soyadını ama anlayamamış karanlığını, isyanını belki de hayata karşı bakışını...
Ne şanslıyım ki öyle bir kadınla beraberim ki tam anlamıyla dişime göre kadın gibi kadınlayım. Beni kendine aşık eden, beni deli eden, beni kıskandıran, bana kafa tutabilen, hasta olduğumda toparlayan, hasta olduğunda gardını indiren, hayata karşı kafa tutabilen ve her şeyle mücadeleye hazır olan... Bazı şeyler sonsuza kadar sürer, bazıları sürmeye çalışırken topallar, bazen ansızın duraklar, bazen de tüm ipler ansızın kopar fakat yine de hiçbir şey o zamana kadar olanları, yaşananları ve de yaşanması istenenler için verilen mücadeleri yok edemez. Bu yüzdendir ki her şeyin mükemmel olacağının garantisini veremiyorum. Sözünü veriyorum desem de inandırıcı olmaz zaten.
Yapabileceğim tek şey son hücrem yaşadığı sürece senin daha doğrusu bizim için mücadele etmek olacak... Biraz tilkilere karşı güç gösterisi, biraz da aslan kesilenlere karşı kafa tutmak olur diye ön görüyorum... Bakma! Ne kadar ön görüyorum desem de aslında konu sen oldu mu deli bir kurşun gibi öylece ilerliyorum ve emin ol bu durum çok hoşuma gidiyor. Çünkü senden yani her şeyimden bahsediyoruz... Her şeyim için her şeye değer. İyikimsin, iyi ki hayatımda, damarlarımdasın.