İstanbul Kuşuna Mektuplar

yazı resim

1

Bugün’de
gelmedin.
Dün’de
gelmedin.
Hafta önceside
Mart öncesi şubat’da
Zannedersem
Hiç....

Yıkık evimi süsleyen
küçük pencerem vardı.
sadece seni göre bileceğim büyüklükde.

Sen geldiğinde
sıçrardım yerimden,
son gördüğümde
ıslatmıştı yagmur seni.

Karşıki evi biliyorsundur,
mavi boyalı,
tahta kapılı,
oturan iki ihdiyar vardı,
yıkdılar acımadan gözyaşlarına.

Anlamışlardı beklediğimi seni,
saksımdaki antoryuma benzerdi çiçeği
onu sulamakla meşguldü sabahları,
şimdilerde,iş makinaları
takılır gözlerime.

Şu agustos sabahını hatırlıyormusun?
Güneşin sayesinde görmüşdüm seni,
gölgen vurmuştu odama.
dilimde hep aynı türkü vardı
-kanadı kırık kuşlar gibiyim

Onca gündür yoksun ortada
telaşım ve endişelerim var,
birde yalnızken adına yazdığım şiirler,
şimdi hangi kent den geçiyorsun?
hava karlı
Dışarda kömür kokusu
üşüyorsundur.

Caddeler boşalmak üzere
fakat sen halen yoksun ortada.
bu durum mutsuz eder beni bilesin,
nasıl haber almalıyım senden?
özgürlüğüne ilişmediler ya?
ah bir bahar gelse
belki ozaman müjdeler geleceğini.
seninle gelecek güzel günler...

2

Bugün oturdum
pencere kenarına
martı sesleri ilişdi kulağıma,
gökyüzü yeryüzünü kucaklıyordu.

Evlerine yol alan genç işçilerin,
kafalarında,
hep aynı günün düşünceleri vardı.

Olurda hani
düşerse yolun, benden tarafa,
ne düşündüklerini anlat bana,
birde bedenimden,yüreğimden
uzak kadını.
acımana gerek yok bana,
yalnızlık bu,
düşer birden
gündüzün kararan
yanıyla.

Ugradığında kadınımın penceresine;
avuçlarında yemelisin
sulu ekmeği,
ellerine kondur
öpücüklerini.
hayatın gülümseyen yanıyla
okşasın seni.

biriken sözcükleri,
iyi
kötü
ne varsa anlatsın sana.

Ve tuğlalı evinin penceresinde
gözlerine çarpan ilk çiçeğin
hemen bir dalını kopar yerinden,
saç kıvrımlarına teslim et
anlayacakdır anlamını onun.

Nedenini bilmiyorum
sürekli seninle meşgulüm
sonra kendimle,
bildiğin şeyler
kahve,soğuk duş
ıslak saçlar
ve adı yasak yalnızlığım.

Ağaçlar;
pazardan bu tarafa
yeşeriyor,
fark ediyorum yeni.
genç kızlar,
askılı elbiselerini geçirmişler
sıska bedenlerine.
İşçiler ıslıklar çalıyor,
genç polisler etraflarında
et’den barikat.
kadınlar beliriyor aralarında
mavi önlüklü işçi kadınlar...

Devrim Dokdere

Başa Dön