Ve seytan cennetten kovulurken rabbine verdigi ahde uygun olarak Kabil'e musallat oldu, onun kalbine soktugu kiskanclik duygusuna engel olamadi ve ilk kan dokuldu, seytan amacina ulasti ve birbirine dusman olarak yeryuzune inen bu iki mahlugun o gun bugundur suregelen mucadelesi geride kan, gozyasi, keder ve gunah birakti yalnizca...
Hal boyleyken bundan kacis yok, bu bir yazgi iken kimden taraf olacaginizi belirlemek dusuyor bireye, onun elinde nefsimize hos gelen o kadar tuzak varken bize sunulan akil ve iman duygusuyla ve cuzi irademizle tarafimizi netlestirmeli ve safimizi belirlemeliyiz. Habil'in temsil ettigi 'iyi' nin yaninda miyiz? Yoksa Seytan'in tuzagina dusmus Kabil'in temsil ettigi 'kotu'nun yanindamiyiz?
Gundelik olaylar hakkinda fikir yuruturken bu cerceveden tahlil yapmayi salik veririm. Ciplak gozle bakarak cozemeyeceginiz pek cok konuyu kolaylikla cozumleyebuileceginizin mujdesini veriyorum, deneyin pisman olmayacaksiniz.
Sozu soyleyen, fiili isleyen her kim ise hangi tarafta saf tutmus? Esas mesele bu, bu soru cevap bulunca isin olusu, sozun arkaplani daha netlesir ve kafa karisikligi kalmaz.
Kalbinde iman bulunmayan, seytanin secde etme, senin rabbine ihtiyacin yok, seni yaratan yok sozlerine kulak verenlerin safinda yer alan efsel-i mahlukata bu gozle bakiniz ve aranizdan bunlari turnusol kagidi gibi ayiklayiniz.
Sag,sol laik-antilaik, alevi-sunni tanimlamalarinin onemini kaybettigini butun sun'i cekismelerin temelinde Kabil'i temsilen mi yoksa Habil'I temsilen mi vucut buldugunuzun oldugunu goreceksiniz.
Sozun ozu soyleyene degil soyletene, yapana degil yaptirana bakalim, saflarimizi belli edelim Habil gibi mazlumlarin soyundan gelmeyi ve surdurmeyi dileyelim rabbimizden