Kalp Asi

Ey kalbim! Ben hüzünlerde boğulmadan hadi gel barışalım…

yazı resim

Mutlu olduğum anlar elbette ki mutsuz olduklarımdan çok daha fazla. Bunun bilincinde ve şükründeyim. Mutsuz olduğum anlar daha az ama gel gör ki; öyle bir sarsıyor ki dünyadan soyutlanıyorum sanki. Ya herkes yabancı yada ben bir başınaymışım gibi, ya ben boşluktayım yada etrafımdaki her şey sadece bir oyunmuş gibi geliyor bu anlarda bana.
O kadar mutluluğa karşı içimdeki bir tek hüzün galip geliyor ve ben tepkisizleşiyor, kabuğuma çekiliyorum bu anlarda. İstiyorum ki; dokunmasın kimse bana öylece kalayım hüznümle bir başıma.
Böyle zamanlarda içimle boğuşup dururum. O beni dinler bende onu. Her zamanki gibi o kızar bana, bense mahcup ve mahzun eğerim başımı öne. Nihayetinde ne o galip gelir ne de ben. Ama bilirim ki aslında haklıdır o. Benim için endişelenir, üzülmemi istemez. Gözlerimden hüzün değil neşe baksın ister, gönlüm şenlensin ister.
Ama kalp asidir. İsyan etmekten zevk alır, “hayır” der “bırak acı çekeyim” sen istediğin kadar anlat, nasılsa ben bildiğimi okuyacağım. Okurda nihayetinde, ne aklımın hükmü geçer ona nede içimin. Onca mutluluğun içinden seçer bir hüznü ve takılır onun peşine ve küçücük kalp koca bedeni esir eder kendine. Keder senin gam senin çek bakalım ey köle.
Ah kalbim nedir bu garezin söylesene, neden kastettin bana böylesine. Biliyorum hassassın, kırılgansın, çok çabuk incinirsin ama bilmiyorsun ki seni kıranlar bu kırılganlığını pekte önemsemezler, göz ardı ederler, söyler de söylerler.
Ey kalbim! Onlar sana vurdukça sen de bana vurdun. Ama şu dert ettiğin şeylere bir baksana. Hangisi bunca kedere değer, yüzümdeki bir tek tebessümün bile silinmesine hangisi bedel. Aklım anladı, ben anladım, bir sen anlamdın be kalbim. Gel artık dinle beni de daha fazla incinme, daha fazla incitme.
Ey kalbim! Ben hüzünlerde boğulmadan hadi gel barışalım…

Başa Dön