Yüreğim bir avuç hazan
Gazel olup döküldü
Yaprak misali
Sararan takvimlerden ömrümün saçlarına...
Ekim yoruldu
kasım ağladı ardımdan
Bir kez daha yenildi vedalara
Faslı-sonbahar...
İçimin boşluğuna yıkıldı çaresizliğim
Gözlerim kışa düştü
Mazide bıraktıklarımın ardından...
Gün devrildi omuzlarına
Güneşi battı koca başkentin
Gözyaşını vurdu zaman...
Kırık bakışlarda hüzün
Üşüdü kirpikte hicran
Asıldı gözlerime yaş
Ağladım
Ağladım bir Ulus boyu
Ankara çığlık çığlığa bu akşam...
Dudağımda vedanın soğuk ağırlığı
Katıksızdı
Yüreğimde düğümlenen sızı.
Taş kesti gögsümde, aldığım her soluk
Yenik düştü sesim nefesime
Adımı alıp giderken adından....
Solgun yüzümde ,ayrılığın sarı lekesi
Bir yangın ki içimde
Ruhuna acı üflenmiş
sessiz bir çığlıktı...
Issız sokaklara düşen ağrılı adımlardan
Takıldıkça kaldırımlara elvedalar
Anıların arkasına gizlendi pişmanlıklar
Yürüdükçe mazinin içinde bata çıka
Ayağım değil
Yüreğim burkuldu...
Ayrılıktı düşen Tunalı'ya
Acısı bana...
An/kara...
Ve gece...
Sanki siyahı döküldü
Yastığa düşmedi uyku
Koptu kederin kıyameti
Hüzne kesti saatler
Sancıya bölündü...
Uzadı içimde gölgem
Kaçamadım kendimden
Vuruldum yandığım yerden
Yürekte ateş
Tende kül...
Çek ipimi hayat
Gittiğin yöne doğru...
/Kaybettim yolumu hüznün herhangi bir sokağında,Ulus'ta bıraktım anıları,Kızılay'da dağıttım şairliğimi ,şiir yoksullarına...An/kara.../
06.11.2011
Arzu Karadoğan