Birkaç yıl önceydi ve sıcak bir yaz günüydü. Arabamız, Ankara’daki bir nikâha geç kalmayalım diye, otobanda adeta uçuyordu. Direksiyonda eşim, eşimin yanında kızım oturuyordu. Arkada da kayınvalidemle ben.
Aşırı süratten virajlarda araba savruluyor, zaman zaman kayınvalidemle birbirimizin üzerimize devriliyorduk. Bir ara kızımın babasını, daha yavaş gitmesi konusunda, ses tonunu yükselterek uyardığını duydum. Adeta azarlıyordu babasını:
“ Biraz yavaş babaaaaaaaa! ”
“ Bu son yolculuğumuz olabilir babaaaaa! ”
“ Nikâh, bizsiz de olur babaaa! ”
Kayınvalidem, konuyu anlayamadığı için kızıma söylenmeye başladı:
- “ Sus! Çemkirip durma. Babalara karşı gelinmez. Hem ayıp, hem günah.”
Kızım da, arabanın hız göstergesini işaret ederek:
- “Ama babanne, 220’ yle gidiyor,” dedi.
Kayınvalidem bana eğilerek ve usulca:
-“ Kemraan ! 220 çok mu? Kaçla gitmesi ilâzım? ” diye sordu. Ben de kendisine, onun anlayabileceği şekilde izah ettim.
Bir müddet sonra, iniş aşağı bir yola girince arabamız daha da hızlandı. Uçar gibi gidiyoruz. Bu kez eşime kızma sırası kayınvalideme geldi. Eşime şöyle dedi:
-“Aaaaaa! Acık(biraz) yavaş! Hadi 220’ ye bi şey demedim. Emme (ama) bu sefer 600 oldu menemme(galiba) .
Böyle kayınvalide sevilmez mi hiç! Çantada bile taşınır çantada.....