]Kaynana gelin sürtüşmelerine oldum olası rastlanır.Bu bizim toplumun kanayan yarasıdır
adeta.. "YARASIDIR" diye kabullenmekte fayda var.İnkar etmenin hiç de haklı tarafı
yok.Her evde iki güç arasındaki kavgalardan çıkan çatlak sesler,binbir umutla kurulan
nice yeni yuvaların yıkılmalarına neden olmuştur.Bu olumsuzlukları evli olanlar,bizzat
yaşayarak içlerine sindirmişlerdir.Bekarlar ise,çoğu anlatılanlara ya kulak misafiri
olarak yakınlaşmışlar ya da kendi aile içerisinde yaşananlara bizzat tanıklık etmek zo-
runda kalmışlardır.
Bu sürtüşmeler,basit geçimsizlikler irdelenip içeriğine bakıldığında; "inanınki ceviz kabu-
ğunu bile dolduramıyacak basit nedenlere rastlamak her zaman mümkündür."
Farklı aile yapılarından kopup gelen iki genç insanın kaynaşmaları ve uyum sağlamaları
zaman alacaktır.Cicim ayları çabuk geçer.Hayaller çabuk geçip gitmiştir.Gerçeklerin
acımasızlığı,artık kaçınılmazdır.Böylece her iki gencin birlikteliklerindeki yaşam kavgası
yeni başlamıştır.Gençler,kendi problemlerini,sıkıntılarını;acı-tatlı,barış-küs çözmekle
uğraşa dursunlar , gel gör ki dışardan müdahaleler yavaş yavaş başlamıştır bile...
Damadın annesi,gül gibi koklayıp,uçan kuştan esirgeyerek büyüttüğü arslan gibi oğlunu
el kızına kaptırmanın acısını daha ilk günden belleğine yerleştirmiştir.Önceleri sükutu
tercih etmekle geçer günler.Günler geçtikçe dayanma gücü azalır.Sinirler gerilir.Kavga
etmenin yolları hazırlanmıştır.Çünkü her zaman kadın kadının düşmanı olmuştur.Bu kural
değişmez.Ve de bozulmaz.Kadın,başka bir kadını yanında kesinlikle görmeye tahammül ede
mez.
Bu çöküntü, aile fertleri birlikte duruyorsa daha çabuk olacaktır.Gençler, ekonomik
istikrarlarını kazanmış olup da ayrı evde yaşıyorlarsa doğabilecek kavgalara birlikte
göğüs gerip çabucak kendilerini huzura kavuşturabilirler..Aksi takdirde işler kötüye
sürüklenip gider...
Mutfak,kavgaya yol açmanın ,kozları paylaşmanın tam da zeminidir...Adeta karşılıklı
güçler silahlarını burada çekerler,tetiklere burada parmaklar gider,horozlar burada
düşmeye başlar...Nedenler basittir:
"Yağı çok kullandın.Tuzu çok kullandın.Tavayı yaktın.Şekeri yere döktün.Bardağı boş
yere kırdın.Ne sakar gelinmiş.Oğlumun bahtı kara çıktı.Nasıl ömür geçirecek bu ka-
dınla,zavallı oğlum.."
Genç kadın,bu olup bitenleri,günlerce içine atar.Artık o da bir yerde patlar.Akşam
işten gelen kocasına bütün öfkesini boşaltır:
"-Bu evde ya annen ya da ben" diye tercihi ileri sürmüştür.Bir tarafta anası bir taraf-
ta karısı.O da içine atar.TArafsız kalmaya çalışır.Her iki tarafta da gel-gitler içerisinde
debelenip durur...
İşin başka bir cephesinde farklı rüzgarlar çoktan esmeye başlamıştır bile.Gelinin kendi
annesi,kızının üzerindeki kara bulutları dağıtmak için kolları sıvamıştır:
"-Ulan ben bu kızı köle diyemi verdim sizlere" sözleriyle savaşın ortasına fırlayarak
kendi tarafına yontmaya başlar.
Artık her iki taraftaki güçler,birbirlerine üstünlük sağlamak ve kendilerini kanıtlamak
için karşı saldırı ve savunmalara başlamışlardır.Günlerce devam eder bu karmaşa...
Sonunda kaynana ve gelin kavgaları,yeni kurulmuş olan bir yuvanın zamansız çökmesine ve
umutların yok olup gitmesine sebep olur...
Herkes kendi dünyasına çekilmiş olsa böyle olumsuz şeyler yazmak mümkün olur muydu?!...
]