ulaşmak istedikleri bir park var belli ki
park,
ne bilelim
onsekizin üstündekilerin bile sallanabilecekleri
durulabilecekleri
ve neyi nasılı unutabilecekleri
bir park
rastgelmek istedikleri bir kadın var belki
sürekli ağlayan ve ne renk olsa başörtüsü
başındaki çiçek, boyanmış acısı
kederini koyup gidemeyen picasso'nun uzaysal kadını
gizlice bekler birlikte ağlamamızı
ağır ağır ilerliyor sözcükler
soytarılardaki hava yok hiçbirinde
yalancılardaki işbilirlik
hainlerdeki işbirlikçilik eksik
içlerine dönük hepsi
birşeyi ne kadar anlatsalar da
şey olarak bırakıyor bir başkasının içinde
bulutları olmayan bir başkasının içinde
ağır ağır ilerliyor sözcükler
ağır aksak gidişlerindeki gizem
bir kent ile ilgilidir daha çok
hep uzaklaşmak istedikleri bir kent
yıllardır yüzyıllardır binyıllardır
sarsılıp sarsılıp duran bir kent