Mideye hançerdi sözlerin.
Yaşayana ölüm,
ölüye cehennem.
Sesinin yankısı sessizliğine vurdu.
Sessizliğin nefesime..
''Bensizliğe sakın ola alışma.''
Tenim ölümün rengi,
gidersen koyulaşır.
Gidersen katran kara !
Bir uzak duruş ayrılığın,
asilliğin gidişinden belli..
Artık bir sorgum yok sana,
sadece biraz solgunum.
Biraz da çizgisiz.
Hatlarını adım gibi bildiğim yüzünün yabancısıyım.
Çok büyük bir acı.
Gelip çöreklenmiş göğsümün tam ortasına.
Öldürecekmiş gibi.
Öyle bir duygu ki,
köşeyi dönsem boğazımı sarılıverecek.
Sonra duracak hayat,
kan damlayacak biraz ardından.
Diri diri gömdüklerim,
beni diri diri gömenler olacak.
Bu büyük bir acı.
İçimde bir mezarlık var,
ölüsünü sevdiğim...
Gerçek anlamıyla yaşanılan ve yaşatılacak olan.
Boğaza düğüm biraz,
nefese kaçan arsız bir tükürük...
Yüzüme tükürsen mi daha iyi,
nefesime kaçsan mı?
Nefesime karışsan mesela,
iflah eder mi beni?
Bir yanım senle, bir yanım sensiz ölmek istiyor.
Adımı tenine karıştırdım,
ister harf harf ayır,
istersen tek bir nefeste oku beni.
Belina ÖZBEK