Kimliksiz Bir Kişilik
elimizde kimliklerle geziyoruz hepimiz
her biri ayrı bir etiket
sen kimsin ? diye soranlara
etiketlerimizi okuyoruz sırasıyla
falanca dinden, mezhepten
falanca ırktan, milliyetten
saydıkça sayıyoruz ...
kimlikleri saymaktan kişiliğe bir türlü gelmiyor sıra
ya da o zaten yok!
bütün kimlikleri saydıktan sonra
peki ama sen kimsin? diye tekrar soranlara
verecek cevabımız da o yüzden yok
bir zamanlar benim de bir kimliğim vardı
üzerinde dini filan yazardı
sokakta, otobüste kiminle karşılaşsam
kiminle yeni tanışmış olsam
milliyetimi sorardı
bu sefer elimde birkaç kimlik, başlardım saymaya
bu da epeyce bir zaman alırdı
efendim ben doğdum İstanbulda
annem babam Yugoslavyada
büyük, büyük, büyük... dedem
ya Kırım ya İspanyada
büyük, büyük, büyük.... annem
ya Çin ya Mezopotamyada
vadesi dolmuştu diye geçenlerde
yeniledim bütün kimliklerimi
kendi cevaplarımı yazdım uygun yerlere
en başa en sevdiğim şiiri...
sonra
en sevdiğim romanı, öyküyü
en sevdiğim şarkıyı, ezgiyi
en sevdiğim kokuyu, çiçeği yazdım
küçük bir de harita ekledim kişi-kim-liğime
derin maviler, açık, koyu yeşiller
kızıl gölgeler resmettim üzerine
kimsenin kafası karışmasın diye
tek bir yön levhası bıraktım yol gösteren
yüreğimin attığı yere
hala diğer kimliklerimi soranlar çıkıyor karşıma
şimdi kısacık bir cevap veriyorum böyle sorulara
özetle yok diyorum
umurumda bile değil burun kıvıranlar
kimliksiz bir kişilik, kişiliksiz bir kimlikten evladır
biliyorum.
bee