Ah bir çocuk vardı, kız çocuğu
Söndürmeye çalışırdı yıldızları
Kurşunkalemi elinde
Kafesler çizerdi ayrılıktan aşk kuşlarına
Kafes buz gibiydi, elleri buz
Buz kırmızı
Bir çocuk işte, kız çocuğu
Gece vapuruna uğrurlanan yolcu ardından
İçilmiş son sigara izmaridi,
Düşüverir hani soğuk kaldırıma
Öyle düşerdi kızıl saçları alnına, rengi al
Al kırmızı
Bir çocuk işte, kız çocuğu
Yedi yaşındaydı saat yedide
Gece çöktü mü ihtiyarlardı
Yüzü gelincik tarlasıydı gündoğumu
Saat onikide giyinirdi karanlıkları
Çehresinde ateş izi, çehresi kor
Kor kırmızı
Çocuktu ah, kız çocuğu
Sahte bilezik yakışırdı tenine
Sinmemişti altın kokusu, sinesine
Sahte endamı da güzeldi, onda güzeldi
Silahta mermi gibi sözleri
Değdi mi yaralardı beni, yara ten,
Ten kırmızı
Bir çocuk vardı, kız çocuğu
Çitlembik türküsü söylerdi üzülünce
Sevinince kır yeşili renginde
Açardı, çiğdemdi çiçeğe soyunan.
Bir yola düşerdi sebepsiz kendince
Uzar uzar da giderdi yol
Yol kırmızı
Bir çocuk öylece, kız çocuğu
İri gözleri düşerdi yalnızlığa,
Dalardı, bazen ölü tadında bakardı,
kaçardı yaşamanın keyfi, aklımca
Onda başlardı sevda, onda,
serde heyecan, bakışlarında can,
Can kırmızı
Ah ne de kırmızıydı
iki dudak arasından çıkan,
Heyecan dolu sevda yalanı, hem de hakiki
aldatırdı güzel bakışları
Öylesine gizemli, çingene kızı
Kanatırdı dokununca, kızıl kan
Kan kırmızı,
Bakışlarında ben,
ben kırmızı