Kozada bırakılmış …
Gece ıssız, gökyüzü sanki bir tirşe kumaş
Eşyalar oynaşıyor akşamlar neden ürkek
İç içe odalarda yalnızlık sabaha dek,
Perdeleri çekilmiş bir konut suskun, sırdaş.
Çevresini bekliyor gölgesi nöbetleşe
Güllerle oynaşıyor bahçede esen rüzgâr
Çatısının altında içrek kapı, dört duvar,
Gene mağrur ve sakin salondaki başköşe.
Mevsimi özleminde bir konut ki,sıcacık
Bir ömürlük birlikte koyun koyuna yatan
Evrenin düzeni bu, gün batar, ağarır tan,
Her gün ayrı muştuda, bu yalancı apaçık.
Bilinmeyen ne var ki kor gibi aynı çıplak
Seni oyalıyor hep sıcak, soğuk, bahar,yaz
Nerede yarınlara nar çiçeği tüten haz,
Dönüşü yok boşluğu kolay mı silip atmak?
Taşlaşmış beton değil, yaşanmışlık her oda
Çekmesinde bir defter, dolabında bir albüm
Mutfağında semaver; son kapı var ki ölüm,
Hani o güzellerin hiçbiri yok burada.
Gece ıssız ve sakin gündüzün son perdesi
Sokak lambası sızmış loş ışıklı odalar
Kozada bırakılmış günü geçmiş sevdalar,
Bir yaşam şairinin boş kalmış seccadesi.