]
Hani masallar vardır bilirsiniz,
"bir varmış bir yokmuş" diye başlayan
ve "gökten üç elma düştü" diye biten,
prenseslerin ve prenslerin büyük aşklarını anlatan masallar...
ben de o prenslerden biriyim işte
hep yarım kalan sevdalarımda.
her sevda bir savaştı ağır yaralarla döndüğüm,
her sevda bir hezimet, içimde kördüğüm.
ilk elma yüreğime düşerdi gökten,
yarım bırakırdı sevdamı acılarıyla.
diğer iki elmayı hiç göremedim hayat boyunca,
çıkamadım kerevete, eremedim murada.
her sevdamı masal sandım,
her sevdiğim kadını prenses...
bir ülkeden diğerine at sürüp aradım aşkı,
her kadının yüzünde bir maske,
cadıları prenses saydım.
ülkeler fethetmeye sefere çıktım,
her seferinde gönül sarayım düştü,
binbir yalanla aldatıldım.
yedi cüceler alay ettiler,
pinokyo güldü halime...
oysa ben o kadınları
keloğlan'ın prensesi sevdiği gibi sevdim,
öyle saf, öyle büyük bir aşktı yüreğimdeki...
her sevda bir masaldı bende,
her sevda sonu hezimet olan bir savaş,
her ayrılık ağır yaralar açardı yüreğime.
her sevdam "bir varmış, bir yokmuş" diye başlardı yine de,
sonu "üç elma" ile bitmese de...
şimdi at binip yollara düşme zamanı yine,
yeni bir ülkede yeni bir prenses
ve gerçek aşkı bulma hayallerine dalma zamanı.
masallarım hep yarım kaldı ama şiirim bitti...
gökten üç elma düştü nihayet,
üçü de bu şiiri okuyan, sevmeyi bilenlerin yüreğine...
kafdağı'nın ardında buluşmak dileğiyle...