Bunaldım, dışarı çıkıyorum. Çıkarken annemi görüyorum. Sarı büyük balığa feci kızmış. Küçükleri yiyor diye. Akvaryumun camına şiddetle vuruyor birkaç kez. Her vuruşta sarı büyük balık saklanacak bir delik arıyor. Kocaman gözlerinde müthiş bir telaş ve korku. Hüznümü görüyorum siyah gözbebeğinde. Her darbe ile ben de irkiliyorum. Daha bir geriliyorum. Ağlayacağım ama bilemiyorum hangisi için, küçük balıklar, büyük sarı balık, ya da annem?... Dönüp bana bakınca annem sadece gülümsüyorum. Diyorum: "Dur, diğer balıkları korkutacaksın!"
Merdivenleri indim, sokaktayım. Sigara içmiyorum. Yalnızca "Mome Djakunde" kulaklarımda. Yaylıların üzerinden haykıran çocuğun sesinde hüznüm. Basık gri göğün altında bir trajedi rengi. Mahallenin aşağılarına yürüyorum. On adım önümde şans eseri aynı rotayı paylaştığım adam... Telaşla arkasına bakınıp duruyor. Kim bilir hangi talihsiz öykünün eseri bu paranoya. Her seferinde ifadesiz bir yüzle karşılıyorum bakışlarını ve yalnızca üzülüyorum. Bir beyaz kedi geçiyor sağımdaki bahçe demirlerinin ardından. Kirli tüylerinin arasındaki büyük pembe yarada odaklanıyor hüznüm. Ve sonra iki büyük apartmanın arasında sıkışıp kalmış terkedilmiş çatlak mavi bir evde. Yine haykıran çocuğun sesi. Ufka dek uzanmış beton hücrelerin arasında. Hepsinde, diyorum, bir hüzün. Her bir yüz. Yirmi katlı apartmanların gölgesinde kararmış çocuk parkları. Balkonlardan sarkmış temiz buruşuk çamaşırlar. Bir site bekçisinin süpürdüğü toz yığını. Yanından geçtiğim çöp tenekesi.
Düşünüyorum, şu an varolabilmek, hissedebilmek için tüm acıyı çekmeyi göze almam gerekiyor. Kaparsam gözümü, çekersem elimi olmayacağım bile. Elimde değil, bir an hissediyorum ki dünya ben dışında her şey için zor bir yer. Sonra haykıran çocuğun sesinde duyuyorum: "İçerde, derinlerde umut saklı olduğu sürece dışarıda uzak bir yerde mutluluk var seni bekleyen." Haykırmak, haykıran ben olmak istiyorum...
Eve dönüyorum, sarı büyük balığa bakıyorum, küçük bir üzüntü zerresi kıpırdıyor içimde... Bir sigara yakıyorum. Ve tümünü unutup işime dönüyorum.
Dinle: Mome Djakunde