'' Muhtaç Olduğumuz Kudret Damarlarımızda . .

Gelmiş geçmiş en dolu kültüre sahip olan bir millet , en kahraman ırk olmamıza rağmen , başkalarından kalan artıkları paylaşmakla ööle meşgulüz ki ; hakkımız olanları istemeyi , almayı unutmuşuz . .

yazı resim

Avrupa birliğine girişimizin , geçim derdinden bile daha gündemde ve önemli olduğu şu günlerde iyice farkına vardım ki ; bizim gibi üreyebilen bir toplumu ABye almaları mümkün değil :) . Bizim gibi bir işgücünü , milliyetçilik ruhunu içlerine sokacaklarına , . . . . :)
Tesadüfi bir şekilde İstanbul Merter mevkiinde , E-5 çevre yolunun üzerindeki bir üst geçitten karşıya geçmek durumunda kaldım .Gelen ve giden arabaların oluşturduğu sağ tarafımdaki kırmızı ışık nehrine , sol taraftan uzanan parlak ışık nehrine hayretle baktım . Kalabalık olduğumuzu , m2 ye bu denli basınç uyguladığımızı biliyordum ama bunu gözle görmek muhteşem . .

Biz aynı anda zıplayarak , Yunanistana sulu bir tsunami şakası yapabilecek hacimde bir ülkeyiz kardeşim , buna artık eminim . Veya aynı anda zıplayarak Japonları sabah kahvaltılarında sandalyelerinden düşürebiliriz . Tabi onlar zıplarsa biz de yataktan düşeriz o başka :)

İşte bizi ABye almamalarının veya almayacak olmalarının en önemli sebebi budur . Bu sebeple , alsalar bile serbest dolaşımla ilgili bir sınırlama getireceklerdir .
NİYE Mİ ?
Düşünün ki serbest dolaşım hakkımız var , hooooop ilk etapta 1 milyonluk nüfus kayacak Avrupaya . Çoğu gençlerden oluşan dinamik ve çapkın Türk erkekleri :) . Bu ne demektir biliyor musunuz ? 2 3 sene sonra bu Türk nüfusun sayısı 2 3 milyon demektir . Avrupa topraklarında yaşayan ve gittikçe artan bir Türk nüfusu düşünün . Ve 15 sene sonra Avrupada yapılacak bir seçimde , bir Türkün adaylığını koyduğunu . . .
Sonuç : Avrupanın çeşitli yerlerinde Türk belediye başkanları , Türk valiler , senatörler , vs .. Yani söz sahipliği .
Düşünsenize , Atina da bir Fatih Sultan Mehmet Bulvarı , Viyana İşkembecisi veya Şanzelize yerine Osmanlı Sokak :) . .
Baba ben Ahmet diye bir Türke aşık oldum diyen kızına bazı Fransız veya Yunan babaların vereceği cevaplar çok eğlenceli olacaktır.
Elbetteki mübala yapıyorum ama yine de düşünmesi keyifli .

Zaten geçmişlerinde ve damarlarında bi şekilde !!! :) dolaşan Türklüğü hazmedemeyen Avrupanın düşeceği durumu düşünün .
Avrupanın her yerine yayılmamızın ve bir süre sonrada en güçlü halk olmamız ihtimalinin bile üzerlerindeki halet-i ruhaniyesini düşünün . Benim çok hoşuma gittiği kesin ama Yunanlıların , İngilizlerin veya Fransızların ne kadar hoşuna gider bilemem .

Sanırım asıl önemli olan şudur : Biz ABye girsekteeee , girmesekte büyük bir kazanç veya kaybımız olacak mı şaibelidir . Önemli olan Türk milleti olarak , istediğimiz zaman her şeyi yapabileceğimizi bilmemizdir. Londrada ki Türkler sergisinden sonra ki İngiliz basınını her Türkün okumuş olmasını isterdim.
- Bunlar bizim bildiğimiz Türkler mi ?
- Türkleri ABye almak diye bir şey söz konusu olamaz , onlar anca Avrupaya geri dönmüş olacaklar .
-Türklerden öğrenecek çok şeyimiz var.

Elbetteki buna ilk önce bizim yani Türk halkının inanması gerekmektedir . Biz inandıktan ve o doğrultuda çalıştıktan sonra ABye girmeye zaten ihtiyacımız olmayacak ki . 10-15 sene sonra müzakere tarihi belirlemek için AByi bekleten ülke oluruz . Tabi , bir de şu var : AB 10 15 sene daha devam edebilecek mi ? Zira onların işleri bizimkinden biraz daha zor görünüyor .
Bilmemiz gerekir ki ; yeryüzünde hayat bulmuş , hüküm sürmüş , savaşmış en büyük ırk TÜRK ırkıdır . Savaşta en çok korkulan , barışta en çok istenen , mertlikte rakip tanımayan tek ırk TÜRK ırkıdır .

Cumhuriyet tarihimizin gördüğü en büyük Türk , bunu açıkça ifade etmiş:
MUHTAÇ OLDUĞUNUZ KUDRET , DAMARLARINIZDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR ! ! !

M.K.ATATÜRK

Sevgiler,

Avşın , 2005-07-06 ]

Başa Dön