Nazım Hikmet

Eskiden toplu gözaltına alınanları birkaç günlüğüne de olsa tutacak Karakol, Emniyet Müdürlüklerinin nezarethaneleri olmadığından, cezaevlerinin münferit koğuşlarına konuyordu. Biz de üç arkadaş başka bir suçtan, Nazım Hikmet’in şiirlerini okuyan, güya onun ideolojisinde olmak iddialarıyla tutuklanan o gençlerle 1945 yılında beraberdik. Nazım Hikmet o günlerde Ankara Kapalı Tutuk ve Cezaevinin, güney cephesinde bulunan Koridorun sonundaki kule içinde kalıyordu. Birkaç gün de olsa Gelip geçerken Demir parmaklıklar ardından Nazım Hikmet’in Bizlere baktığını görmüştük. Saygılar.

yazı resim

Nazım Hikmet

Saçından tırnağına
Toprak kokan, vadilere açık kapı, korugan
Teni buğdaysı, gözleri ışıktı demirlerin gölgesinde,
Yarı açık gök mavisi
Onunla ağarmış, onu koklamıştı tan
Kule altı, Ankara’da müzelik Hilton
Gözlerinin art ucuyla çizgisi vatan
Tecrit edilmişti yasaklı bir adam
Evrensel insan haklarının suyu sıkılmış
Ankara, Bursa zindanında yat Allah yat
“Hikmetinden sual edilmez” sözü hâşâ,
Bir yerde onunla galat.

İmgeler arıyorum
Şiir yapacak
Işık arıyorum
Kapı aralıklarına nispet
Küpü küp üstüne koyan
İçimizde Truva atı
Asıl, asil, asalet
Çağ ölüsü, yeni moda dipçik
Çiğ köftenin tavana yapıştığı kıvam
Yanlış, doğru oy hesabı matematik,
Ağzında purosuyla Havana’da bayram,
Belgeli, bilgeli biçimsellik.

Başa Dön