Soy ağacının aksine,
Bıyığı değil,
Kaşları palaydı.
Bayram günleri haricinde,
Sövgüyle ateşlenmiş,
Öfkesini bakardı.
Zayıf ve uzun,
Kemik ve sinir,
Gövdesinin her yanı,
Sırf toprak,
-Pınardere sırtı gibi-
Yaz kış çorak,
Toprak kokardı.
Bir, çayına piştiyi,
Bir de dinlenmesiz,
Çalışmayı severdi.
İkisinden gayrısını,
Karın doyurmaz bulur;
Boş iş sayardı.
Okumak anarşitlik,
Yazmak ihbarlıktı.
Okunanlar ve yazılanlar,
Eline geçince,
Peçkada yakılırdı.
Yaşadı korkularıyla seksen yıl,
Ölürken bir sabaha karşı,
En büyük korkusunun kucağında;
Hayatının ilk ve son sorusu dudaklarında:
Yaşamayı unuttuğum neydi?