O Annene Söyle, Çocuğun Aklına Bunları Sokmasın (3)

Çocuk yüzünde masum kırılganlık donup kalmıştı. Konuyu daha fazla uzatıp, onu da bıktırmadan konuştu yaşlı kadın: Aslında şimdi kendini buldurman çok kolay yolları var. Gel sana öğreteyim. Torun hevesle yaklaştı anneannesine: Bana öğreteceksin değil mi, anneanne. Gerçekten çok korktum. Ya kaybolursam ben!

yazı resimYZ

Çocuk yüzünde masum kırılganlık donup kalmıştı. Konuyu daha fazla uzatıp, onu da bıktırmadan konuştu yaşlı kadın:

Aslında şimdi kendini buldurman çok kolay yolları var. Gel sana öğreteyim.

Torun hevesle yaklaştı anneannesine:

Bana öğreteceksin değil mi, anneanne. Gerçekten çok korktum. Ya kaybolursam ben!

Öğretmem mi! O nasıl söz Gel bakayım sen şöyle yanıma. Bak kuzum, biz büyükler bile kayboluyoruz. Ama elimizde telefon olduğundan yerimizi kolay buluruz. Çocuklar kaybolunca, çok zor tabi Sen o anda hiç paniklemeyecek, ağlamayacaksın. Önce etrafında şu üç bina var mı onu gözlerinle arayacaksın.

Yaşlı kadın torununun bakışlarının kendi üzerinden kaydığını anlar anlamaz, sözlerine kısa bir mola verir.
Oysa çocuğun kulağı ninesindedir, onu kuzu kuzu dinlemektedir. Üç bina mı? diye kesilen sözün devamını bekler. Anne anne yüzüne yumuşak bir gülüş kondururken devam eder:

Evet, üç bina dedim oğlum. Polislerin binası, okul ve eczane veya sağlık ocağı

Küçük çocuk heyecanla atıldı:

Tamamm, anladım şimdi. Annem beni devamlı sağlık ocağına götürür. Hani aşı olduğum bina var ya anneanne

Yaşlı kadın, sözünü onaylar gibi yanıtı alınca çok mutlu olur:

Hah, işte bak, ne de güzel anlamış benim zeki torunum. Peki, binayı buldun, diyelim: O anda ne yapman gerekir?

Küçük çocuk yine işaret parmağını çenesine bastıracaktı ki, bu kez dişlerinin arasına hafiften o parmağını sıkıştırdı. Çıt sesini duyan yaşlı kadın, üzülür gibi yüzünü buruşturdu:

Ah, kuzum benim, sakın ha! Mikrop yuvasıdır tırnaklar. Karnında o tırnaklar büyür yara yapar. Annen makasla keser.

Der demez durumu anladı çocuk. Aklı bir önceki sorudaydı. Hemen yanıtı bulmuş gibi atıldı:

Bana ilaç yazan doktor Ferda teyzeye giderim. Ona kaybolduğumu söylerim. Annemin telefonunu biliyor onlar.

Yaşlı kadın sevinir, ama bu sevincini kısa sürer. Kuşku uyandırıcı diğer soruyu sorar:

Aferin kuzuma. Güzel bir çözümdü. Peki, sağlık ocağının yakınlarında değil de başka bir şehirde, veya yerde kaybolsan ne yaparsın oğlum?
Çocuk hiç düşünmeden yanıtlar:

Az önce dedin ya anneanne. Bende okul ararım. Polis amcaların binasını ararım. Binaya gider, kaybolduğumu anlatırım. Onlar annemi babamı ararlar. Değil mi anneanne?

Evett, işte böyle akıllı çocuk. Bu pazarda kaybolmandı Peki bir de şöyle bir kaçırılma olayı ile karşılaşabilirsin

Çocuk onaylanınca mutlu mutlu ışıldamıştı mavi yeşil renkli gözleri. Ama biraz da sıkılmış gibi yerinde kıpır kıpır duramayan muhabbet kuşları gibiydi:

Anneanne, bana mısır patlatır mısın? Sonra çocuk kaçırılmayı anlatır mısın?
Yaşlı kadın sanki bir şey unutmuş gibi oturduğu yerden fırlamıştı:

Tabi, ya ben sana mısır patlatacağım, diye söz vermiştim. Sen biraz TV izle, ben hemen gelirim.

Çocuk mutlu mutlu konuştu:

Tamam, ama geçen günkü animasyon filmlerinden biri olursa çok sevinirim anneanne

Ona çocuk animasyon çizgi filmlerinin oynadığı kanalı bulup ekranı büyüttükten sonra mutfağa yöneldi.
*

Devam Edecek

Başa Dön