Kesik kesik uğuldarken rüzgarın son ıslığı
Korkuyu ve yalnızlığı
İlk defa o gece içime saldı
Saçları karanlıktan ürken çocuktu
Sırılsıklamdı yapayalnızdı
Ellerim o kara gözleri gibi
O gece boşlukta asılı kaldı
O gece yaradan çıldırmış olmalıydı
Dudağından boşalan son nefesinde
Ona doğru sevdalar savururken
O ona kıydı
Bu kıyımla atıldı umutsuzluk tohumu
Göğüsleri sızı sızı bir yıldız kaydı
O gece sevdamın ebedi hicranıydı
Ardında yaşayan bir ölü kaldı
Gözyaşıma karışan yağmur değildi
Sütle karışık akan kanıydı
Sesime ses veren gökyüzü değil
Evrenin isyanıydı
O gece beynimde silinmez bir kabustu
Çatlamış yüreğime başka bir tanrı soktu
Sevdası bulaşmış bembeyaz sütü
Vakitsiz alana intikam güttü
Fazilet o gece nefrete kaldı gebe
Ebediyyen sürecek bu muhasebe