Öğle Vakti

Öğle vakti bu ufak şehirde bana, zamanın durduğu hissini veren, şu anda karşısında durduğum eski okulumun bahçe duvarları, duvar kenarlarinda birikmiş tozlar, rüzgarın sürüklediği kağıt parçaları, boyası dökülmüş bahçe kapısı, beyaz direkte rüzgarla hafifçe sallanan bayrak, uzaktan gelen ezan sesi, toz ve at dışkısı kokulu sarı güneş sıcağı.

yazı resimYZ

Öğle vakti bu ufak şehirde bana, zamanın durduğu hissini veren, şu anda karşısında durduğum eski okulumun bahçe duvarları, duvar kenarlarinda birikmiş tozlar, rüzgarın sürüklediği kağıt parçaları, boyası dökülmüş bahçe kapısı, beyaz direkte rüzgarla hafifçe sallanan bayrak, uzaktan gelen ezan sesi, toz ve at dışkısı kokulu sarı güneş sıcağı.

Okul girişindeki beyaz mermer merdivenler sanki daha yüksekti eskiden.

Ama gri renkli sınıf kapısını, kapının oturmayan kilit dilini, kara tahta önündeki yarım tebeşirleri, sınıfın nefes kokan havasını çok net hatırlıyorum.

Sabahları Kamer öğretmen hantal vücudu,çiçek bozuğu yüzü, uçları çatallaşmış kısa saclari ve zor taşıdığı kocaman çantasıyla kapıdan girer, ağır ağır sallanarak öğretmen masasına giderdi.

Biz büyük kare yakalarımız, kimimiz yeni rugan ayakkabılarımız, kimimiz eski lastik keslerimiz, kimimiz beyaz fiyonklarımız, kimimiz kirli tırnaklarımızla hazırola kalkardık.

Sınıfın bir duvarı kocaman pencerelerle kaplıydı.

Pencerelerden giren güneş ışığı, gözümün takıldığı tebeşir ve yer tozlarını dans ettirir, öğretmen masasının yanındaki pencerenin soluk renkli perdesi kapalı olduğundan, Kamer öğretmen, çantası, cantanın içinden görünen örgü şişleri ve yoklama defteri gölgede kalırdı.

Ben birgün önceden anlatacağım yeni konuyu ezberlemiş ,gece rüyasını görmüş, rüyamda okulun mermer merdivenlerinden pijamamla düşmüş ve utanarak uyanmış olurdum.Üzerinde başarı armağanı yazan kırmızı plastik madalyalarımızla biz üç çalışkan öğrenci yeni konuları anlatma görevini bir gurur işareti ve bela olarak taşır ve acı veren bır şevkle yerine getirirdik.

Mandolin kursları, önlüklerimizle yaptığımız beden hareketleri, bodrum katındakı yemekhanede içtiğimiz Amerikan yardımı süttozundan yapılma sütler, kütüphane dediğimiz camlı dolabın kaybettiğim anahtarı, bahçede kolkola dolaşırken Sıtkiye'ye gösteriş olsun diye üstüne bastığım böceğin çıtırdama sesi hatırımda.

Çalan okul zili ile bahçede bir hareketlenme oluyor.

Ayrılıp sokağı kesen ana caddeye doğru yürüyorum.

Bir akrabamın cenazesine katılmak için geldiğim memleketimden ayrılma zamanı.

Caddeden bir minibüse binip otogara gitmem gerekiyor.

Başa Dön