Yazmak...
Birkaç keyifli işten biridir
Ölmeden önce yapabileceğin.
Bile isteye delirmektir, istemeden
Deliliğinden sıyrılmak.
Ve dost olmak var
Sefalet hüznüyle bakan sokak köpekleriyle.
Ucuz bir şarabı fondiplemek var
Şişesi her an elinden kayacakmışçasına.
Bir çınarın gölgesine
Uzanıp,
Ağustos’un nadir rüzgarına
Bırakıvermek var
Yüzünde gün geçtikçe artan çizgileri.
Bay ya da Bayan Mükemmel’i,
O zat-ı şahaneyi aramamak var:
Bir gecekondu dilberinin koynunda
Sabahlamak var,
Ucuz parfüm kokusunun terli bedenlerin
Büyüsünde yitikleştiği.
Yazmak…
Birkaç keyifli işten biridir
Ölmeden önce yapabileceğin.
Bile isteye delirmektir, istemeden
Deliliğinden sıyrılmak.
Ve giden zamanın geri gelmeyeceğini
Bilmek var.
Sızlanmanın boşa olduğunu da…
Bir an olup yitip gitmek var,
Paha biçilmez değersizliğinin farkında olarak.
Bir çocuğun düşü olmak var,
Sabaha karşı
Yatağı ıslatmadan görülen.
Issız bir sahilde
Parlak bir güne uyanmak var;
Tek başına ve tutulmuş halde.
Birkaç adım tökezlemek var,
İnsanların önünde.
Sonra ayağa kalkıp
Gülümsemek var yüzündeki
Kızarıklığa aldırmadan.
Yazmak…
Birkaç gereksiz işten biridir
Ölmeden önce yapabileceğin.
Hayatta en keyifli işlerin
Aslında gereksiz olduklarını bilmek var.
Gerekli işlerin ise zırvalıklar olduğunu…
Yaman Sert