Yorgunmuşum bir vücudun olabildiğince. Uzanmışım bu hudutlarını onunla
belirlediğimiz bir ucu Kadıköy, bir ucu Üsküdar, bir ucu eminönü, bir ucu
ulus olan birçok yerinde pek çok farklı zamanlarda kimi zaman ardarda
durmadan, kimi zaman gizli kimi zaman alenen terlerimizin döküldüğü, kimi
zaman kahkalarımızın seviştiği, ayaklarımızı yakomozların yıkadığı bu iki
parça şehirin bu belkide en rahatsız tepesine. Uzanmışım kıçıma batan
binaları yok saymışım, kulaklarımız yırtan klaksonları susturmuşum. Vermişim
kendimi kimsesizliğin sigara dumanlı rüyalarına. Kah polis peşime düşmüş,
çatışmışım hüseyin bakkal' ın köşesinde, kah kaçmışım 1946 model bir desoto
kamyonetin arkasında. Koşmuşum, koşmuşum yorulmuşum. Durmuşum nefes alma
gayretinde bütün uzuvlarım donmuş. Ölmüşüm, gömmüşler beni buralara. Bir
çapalayan olmamış mezarımı hoca bile çok görmüş iki kul huvallahu bir elham'
ı bana. Su dökenim olmamış. Ismarlama yağmurlar büyütmüş yüreğimdeki
gelinciği. Kök salmış kaburgalarıma, yeşermiş bir zamanlar umut tohumları
serptiğimiz, vatan bildiğimiz hudutlarımıza karşıcılar gelmiş. Bir grup
şehir ozanı " Yurduma faşistler doldu vurun kardeşler vurun " demiş,
susturmuşlar onları. Ses edememişim ölüymüşüm oracıkta. yatıyormuşum.
Kimsecikler bilmiyormuş. Her attıkları yeni bir temelde kanıyormuş bu şehir.
Susuyormuş Sultan Ahmet, Aya Sofya bitiyormuş, benimle ölüyormuş. Ve
kanalizasyonlara katılıyormuş gözyaşları ruhumun. Hüzünlü sonbaharmış en
sevdiğim. Ismarlama yağmurlardan çok onlar iyi gelirmiş kökleri
kaburgalarına bağlanan çiçeğime. Bahar yağmurları altında yıkanırmış. Her
geçen kopartmak istermiş, her seferinde beyazından bir yaprak gidermiş. Bir
gün gelmiş beyazı kalmamış. Bükmüş boynunu, uzanmış yanıma. Kalıvermişiz,
susmuşuz, sevişmişiz. Kurumuş yeşili çürümüş. Ölmüş benim gibi. Ağlıyamamış
benim gibi hıçkırıkları kavuşmamış göklere, duyamamış kimse. Aşıkmış oysa o
da İstanbul' a. Yüzyıllar geçmiş kavaklar, defneler büyümüş üzerimizde bir
parça toz olmuşuz. Tam Fethi Paşa korusundaymışız ve neden bizim adımız
koyulmamış bilmiyormuşuz. Köşe bucak sevişecek yer arayan bir çiftin üstüne
başına bulaşmışız. Burmuşuz onları. Çürütmeye başlamışız oları da içten içe.
Ölmüşüm
Uzanmışım kıçıma batanbinaları yok saymışım, kulaklarımız yırtan klaksonları susturmuşum. Vermişimkendimi kimsesizliğin sigara dumanlı rüyalarına. Kah polis peşime düşmüş,çatışmışım hüseyin bakkal' ın köşesinde, kah kaçmışım 1946 model bir desotok