Gecelerin kısır karanlığı
Eğreti bir dal gibi
Asılır umutsuz pencereme
Köpüklü dumanlar devinir
Kirlenmiş hayallerin kozasında
Ağırlığı yüklenir rahimlere
Ayın sıcak ışığında
Ellerimi açarım gökyüzüne
Ansızın düşer bir damla yaş
Bazen teselli verir yıldızlar
Öyle çoklar ki hiç sayamadım
Yine de yetmezler yokluğuna
Sözcükler doğar atışmalarımızda
Boşluğun içinde senli cümleler
Koşa koşa çıkarlar dudaklarımdan
Ne mısralara kıydın bir bilsen
Ölümsüzlüğe ulaşmak amacında
Ölüp giden mısralar...