Panaroma Sokağında

ayaklarının altında ıslanmış yapraklar.

yazı resim

O, dünyadaki en kurak toprağı nemlendirebilecek, can verecek; nefes aldıracak. o, artik hissizleşmiş bir ruh'a vaadedilen yerleri, keşfedilmemiş zamanları, unutulmuş yüzleri, artık duyulmayan sesleri tarif edecek. o, günbatımında artık dünü düşünmek için çok geç olsa da seni, mazide kalan kırıntılar için kısa bir yolculuğa çıkaracak. o, tektük insanların amaçsızca dolaştığı sokaklarda dolaşırken sen, sana kendinden bir kez daha şüphe etmen için geçerli sebepler sunacak. o, yalnızlığının en naif günlerinde bıkmadan usanmadan peşinden dolaşıp kulağına bir türlü söyleyemediklerini ama iliklerine kadar hissettiklerini kulağına fısıldayacak cesareti yaşadıklarından bulacak. o, sen doğrularını sorgularken sana değersiz değerlerinin tam bir palavra oldugunu,senin ipe sapa gelmez bir adam oldugunu söylediğinde, sana tam bir pislik; fazlalık gibi davranmaya basladığında senden bunu kabullenmeni, anlamanı değil karşı çıkmanı bekleyecek. o, sen merakına yenilip yollarını bilmediğin bulanık şeritlerde ilerlerken; ruhundan sıyırıp atamadığın yalanları kovalarken arkadan seni usulca takip edip bir sonraki adımın için muhtaç olduğun mahremiyetine riayet edecek. o, rüzgar tenini inceden sıyırırken vuran dalgaların ulaştığı o yaz gecesinde huzuru bulduğuna artık emin olduğunda karşına çıkıp hayatın kirli sularında akışa katılmani, onlara kapılmanı değil ; kontrollü olmanı şiddetle heceleyecek. o, sen bütün ruhunu emanet etmeye gözün kapalı hazır olduklarını ; içinde bazen boğulmayı istediğin gözleri, en narin dokunuşu, tutkulu öpüşü için feda edebileceklerini düşünürken bir elini cebine atıp en hazırlıksız haliyle ''işte hayat böyle dostum.'' dercesine 3 numaralı gülümsemesini takınıp, kibirin sınırlarını zorlayacak. o, sana sonu görünmeyen, kendini belli etmeyen karanlık, küçük deliğe dogru tereddütsüz, pürüzsüz bir yolculuk için parçaları birleştirmeyi akıl etme zamanının geldiğini söyleyip gerekebilecek bir kaç ipucu verecek, ve o hazza belki de dayanamazsın diye acil çıkış kapılarını önceden gösterecek. ama ya sen de -
yo hayır bu mümkün mü? yoo, bu.. ya senin de kanatların küçük gelirse? ne yapacaksın ki?

o çoktan gitmiş olacak.

pelin gölge

Başa Dön