Tanrı beni yarattığına pişman mıdır bilmiyorum, ama, görevimi tam manasıyla yapabildiğime eminim. Zavallı Pandora kutusunu açmasaydı belki insanlık beni bu kadar iyi tanıyamayacaktı, hep bir sır olarak kalacaktım, kutudakiler yeteri kadar sıkıntı vermişti zaten, işin keyifli yanı kutudan kaçan duyguların hiçbiri bugün insanların beklentilerini karşılayabilecek kadar görevini yapamıyorsa benim dışımda- başarımın kanıtını sizlerde görüyorsunuz demektir. Zavallı Umut, en çok kafası karışan o oldu belkide, belkide bu yüzden bizim kadar hızlı davranıp, kutudan çıkıp, kendini evrenin özgür karanlığına bırakamadı. Pandora salakça sevindi: Aferin bana , bak kutumda bir duygu kaldı ama o en güzeli..... Bok en güzeli, kafası bulanık oturup duruyor salak. İnsanlar ondan daha salak olmalılar ki İçimde -az da olsa- bir umut var hala diyebiliyorlar binlerce yıldır, dünya durdukça bunu tekrar edeceksiniz, kendinizi tekrar etme yanlışını/yazgısını değiştirme cesaretini göster(e)mediğiniz için.
Ama bu benim suçum değil; o kutuya girmeyi ben istemedim.
Bu arada en çok üzüldüğüm, zaten kafaları bulanmış diğer duygular istediğiniz kifayette değilller birde bütün bunların üstüne beni çağırıyorsunuz gelmem için zorlanıyorum tarafınızdan- farkında olmadan... Eh ben işin içine girince daha da karamsar bir sis bulutu içinde gözünüz göremez hale geliyor ortalığı. Sonrası mı?Bazılarınız akıllı çıkıyor, kendini sıyırıveriyor duygulardan;benimle mutlu bir birlikteliğe ilk adımı atıyor, bazılarınızsa bütün bunların gerçek sorumlusu çağırmadan karşısına çıkmak, hesap sormak için aceleci davranıyor.
Üzgünüm benim elimden bir şey gelmiyor getirmiyorum-, böylesi daha iyi; güçlü ve zayıf ayırımı daha net/kolay/yalın/güdümsüz oluyor- ben işimi yapıyorum. Çünkü ben Kaosum.
21/3/97